Fitne zamanları

A -
A +
Son günlerde yaşanan ve kamuoyunu ciddi şekilde meşgul eden olaylara baktığımızda olağan dışı gelişmelerin işaretleri verilmiş gibi bir hava seziliyor. Neredeyse yaşanan her olay, önüne arkasına bakılmadan hızlı bir şekilde sosyal medya üzerinden kaos çıkarmaya yönelik kullanılmaya çalışılıyor.
Olayın gerçekte ne olduğu değil, kitlelere çabucak istenildiği şekilde ulaştırılması sağlanıyor. Fitne yuvaları ve etki ajanları boş durmuyor ve hızlıca devreye giriyor. Yaşanan bir olay, içeriğine dahi bakılmadan, ilgili hiçbir yerden sorulmadan, en ufak bir araştırma yapılmadan, insani bir sorumluluk taşımadan ve mesleki etik ve gerekli ilkeler dikkate alınmadan doğrudan toplumun algısını esir almaya yönelik olarak kullanılıyor.
Olayın nasıl görülmesi isteniyorsa o yönde bir Tweet atılıyor, bu Tweet çok takipçisi olan bir hesap veya hesaplar tarafından olayı daha da köpürten bir yorumla paylaşılıyor, akabinde bazı medya mecralarında haberleştiriliyor, daha sonra ise bunlar bazı siyasi ve toplum önünde bilinen kişiler tarafından dillendiriliyor ve doğru kayboluyor.
Bundan sonra ise olayın ne olduğu, nasıl gerçekleştiğinin önemi kalmıyor. Tartışma, yalan üzerinden fitne çıkarma amaçlı olarak devam ettiriliyor. Olayın gerçeği ortaya çıktığında Tweet’ler silinmeye başlanıyor ama fitne yuvaları çoktan pastayı toplamış oluyor.
Amaç belli: Toplumsal infial meydana getirerek yönetilemeyen bir ülke görüntüsü ortaya çıkarmak, istikrarsızlık oluşturmak ve buradan siyasi amaç devşirmek.
Son bir hafta içinde yaşanan olayların ele alınış biçimine bakmanız bile size bir şeyleri gösterecektir. Göç, yangın ve katliam haberlerinin sosyal medya ve fonlanan medyada ele alınışı, işlenişi, tartışma biçimi, haberleştirilmesi, yayılışı açık bir şekilde normal olmayan bir şeylerin olduğunu gösteriyor.
Yaşanan her olay zaman kaybetmeden, hızlı bir şekilde gayrinizami harbin bir unsuru hâline getirilmeye çalışılıyor ve Türkiye’ye karşı asimetrik bir saldırı sürecinin devreye sokulduğunun işaretleri veriliyor.
Bunun en çarpıcı ve tehlikeli olanını Konya’da, yedi vatandaşımızın katledilmesinde gördük.
Daha olay gerçekleşir gerçekleşmez, bazı odaklar olayın önüne arkasına bakmadan, hiçbir bilgiye sahip olmadan, en ufak bir ahlaki ve vatandaşlık bilinci taşımadan, nefret dili üzerinden toplumu zehirleyici bir şekilde sürece dâhil oldular.
Olay, etnik milliyetçilik ateşine odun taşımak, bir türlü başaramadıkları Türk-Kürt çatışması çıkarmak, toplumun huzurunu doğrudan hedef alan fitne tohumu ekmek için kullanılmaya çalışıldı/çalışılmaktadır.
Yıllardır yaptığı gibi HDP, hemen kurumsal hesapları ve temsilcileri üzerinden yaşanan katliamı kirli siyasetine alet etmeye başladı. En ufak bir araştırma ve soruşturma yapmadan doğrudan sürece dâhil olarak yaşanan katliamı ırkçı, etnik milliyetçi bir olaymış havasında vermeye başladı.
Her zaman olduğu gibi bazı meslek kuruluşları durur mu? Hak ve hukukun peşinde olması gereken bazı barolar ve insan sağlığı için yemin etmiş bazı tabip odaları en ufak bir araştırma yapmadan yaşanan katliamı toplumu zehirleyici bir nefret diliyle işlemeye başladılar.
Her nedense, adı geçen meslek kuruluşları gibi bazı meslek kuruluşları ve mensupları konu HDP ve PKK gibi terör örgütleri olunca ayrı bir hassasiyet gösteriyorlar. Bu da yetmiyor, ülkede bir olay meydana geldiğinde, gerçeği araştırmadan, nasıl toplumu zehirlemek isteyenlerin “ekmeğine yağ sürerim, fitne ateşine odun taşırım” motivasyonuyla hareket ettiklerini görüyoruz.
Son günlerde yaşanan olaylar, bunların ele alınış biçimleri ve varılmak istenilen nokta fitne zamanlarından geçtiğimizi gösteriyor. Gayrinizami harbin yirmi birinci yüzyıl sürümünün devreye sokulduğunun işaretleri veriliyor.
2023 seçimleri yaklaştıkça fitne yuvalarının ve etki ajanlarının daha da azacağını hesaba katarak hareket etmekte fayda vardır.
Türk siyasal tarihi bunun örnekleriyle dolu.
Aman dikkat!
Eski filmi tekrar izlemek istemiyorsak rehberimiz “SAĞDUYU” olsun.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.