Azerbaycan’ın yapıcı diplomasisi

A -
A +
Otuz yıldır Ermenistan işgali altında olan topraklarını kırk dört günde kesin bir zaferle sonuçlandıran Azerbaycan sağduyulu ve dengeli yaklaşımını sürdürüyor.
Tarihte örneklerine çokça rastladığımız gibi “zafer sarhoşluğu” içinde hareket etmiyor. Bağımsızlığının üzerinden otuz yıl gibi devletlerin ömründe kısa sayılacak bir zaman geçmesine rağmen tecrübeli ve akil bir devlet davranışıyla hareket ediyor.
Kırk dört gün süren İkinci Karabağ Savaşı sırasında Ermenistan, savaşı işgal altında tuttuğu toprakların dışına taşımak istese de Azerbaycan uluslararası meşruiyet ilkesinden asla sapmadı. Gence gibi işgal dışındaki önemli şehirlere Ermenistan tarafından füzeler atılsa da Azerbaycan oyuna gelip Ermenistan’a saldırmadı. Amacının otuz yıldır işgal altında olan toprakları kurtarmak olduğunu gösterdi. Ermenistan’ın tahriklerine gelmedi.
Kısa zamanda Ermenistan’ın ve destekçilerinin beklemediği net bir zafer kazandı. Savaş sırasında amacının ne olduğunu en üst seviyede sık sık dile getirdi. Savaş sonunda ise muzaffer devlet olarak Kafkaslarda barışın zemin bulması için yapıcı bir yaklaşım sergiledi ve hâlâ da bu konudaki tavrını sabırla sürdürüyor.
Ermenistan’a barış elini uzattı. Zaferin değiştirdiği bölgesel jeopolitiği dikkate alarak ilgili devletlerin sürecin dışında kalmasını istemedi. Türkiye ile birlikte 3+3 (Türkiye, Azerbaycan, Ermenistan, Rusya, İran ve Gürcistan) formatında bölgesel iş birliği platformunu gündeme getirdiler.
Kafkaslarda barışın sağlanması ve tahkim edilmesi için bölgesel iş birliğinin yollarını aradı. Fiilî olarak savaş sırasında, diplomatik olarak Türkiye ile imzalanan Şuşa Beyannamesi’nde olduğu gibi kendi toprak bütünlüğünün ve millî egemenliğinin korunmasında kararlı olduğunu gösterirken bir an önce Ermenistan’la barışın sağlanması için yoğun bir diplomasi sürecini devreye soktu.
Azerbaycan ikili ve bölgesel barışın sağlanması için çabalarken Ermenistan ateşkes sırasında varılan mutabakatın yerine getirilmesinden uzak duruyor. Öyle anlaşılıyor ki yeniden seçilen Paşinyan Hükûmeti tek başına karar almaktan aciz.
Masada söz veren Paşinyan Hükûmeti bir türlü Ermeni Diasporası’nın vesayetinden ve yıllardır çözümsüzlükten beslenen Minsk 3’lüsü’nün (ABD, Rusya, Fransa) etkisinden kurtulamıyor.
İlham Aliyev’in deyimi ile “Karabağ Zaferi ile emekliye ayrılan Minsk 3’lüsü” rahat durmuyor. Kafkaslarda “dondurulmuş sorun: Karabağ” üzerinden Kafkaslar'da var olmak isteyen 3’lü, Azerbaycan’ın net zaferi ile bu defa da Ukrayna üzerinden devreye girdiler.
Ermenistan masaya oturuyor, onlar Ermenistan’ı masadan uzaklaştırıyor. Ukrayna’da ABD/Batı’nın Zelenskiy’ye yaptığı gibi.
İşin gerçeği Ermenistan’a destek verdiğini ve onun yanında olduğunu söyleyenler Ermenistan’ın yıkımına sebep oluyorlar. Sonuca baktığımızda Ermenistan, diaspora ve Minsk 3’lüsü’nden beslenmiyor, onlar Ermenistan’dan besleniyor.
Diaspora, Ermenistan’ı varlık sebebi, Minsk’3’lüsü ise Kafkasya politikalarının aracı olarak görüyorlar. Bu arada destek bulduğunu düşünen Ermenistan reel politikadan uzaklaşarak komşularına karşı yayılmacı bir tavır içine giriyor.
 
Azerbaycan’ın sabrı tükeniyor
 
İkinci Karabağ Savaşı’nın üzerinden bir buçuk yılı aşkın süre geçmesine rağmen Ermenistan verdiği sözleri yerine getirmiş değil. Masaya oturduğunda olumlu tavır sergileyen Ermenistan masadan kalkınca süreç ilerlemiyor.
Brüksel’de Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Charles Michel, Aliyev ve Paşinyan bir araya geldiler. Aliyev, toprak bütünlüğünün ve uluslararası sınırların dokunulmazlığının karşılıklı olarak tanınması ve ardından sınırların belirlenmesi temelinde Kafkasya'ya barışın geleceğinin garanti edilmesini istiyor. Bir an önce iki ülke arasında barışın imzalanmasını talep ediyor.
Paşinyan’dan tam cevap alamayan Aliyev, en son işgalden kurtarılan Karabağ’ın medeniyet kenti Şuşa’da 65 ülkeden Dünya Azerbaycanlılar Beşinci Kurultayı'na katılmak için gelen diaspora temsilcilerine konuştu. Buradan açıkça Erivan’a “Ermenistan toprak bütünlüğümüzü tanımazsa biz de onların toprak bütünlüğünü tanımayacağımızı açıkça beyan edeceğiz” diyerek Erivan’a seslendi.
Kafkaslar’da barışın kalıcı olması isteniyorsa Azerbaycan’ın uzattığı elin havada kalmaması gerekir…
Maalesef, Brüksel’de doğru söyleyip Moskova’da şaşan Paşinyan’ın tavrı ümit vermiyor…
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.