Hoş geldin Ayşen Öğretmen

A -
A +

İnsanoğlunu şekillendiren iki insan vardır... Doğar doğmaz hissettiği, sinesinde güven bulduğu anne... Ailenin dışında, cemiyete hazırlanmak için kucağına sığındığımız; bilgimizi, erdemimizi, ahlakımızı ve hayatımızın kalan kısmında birikimlerimizin temelinin atıldığı ilkokuldaki öğretmenimiz. Her şeyimizdir o, artık anne baba değil “öğretmenim öyle söyledi” denir. Öğretmen bilir, öğretmen yapar, o korur...
O ne dediyse odur, çocuğun gözünde. Hele sevmişse öğretmenini, güveni tam olmuşsa. Dünya ile baş edebilen Zaloğlu Rüstem’dir âdeta o minik yavrunun gözünde. Bu kadar önemlidir o, miniğin âleminde...

Öğretmenlerimiz vardı. Evden götürdüğümüz tezekle ve odunla, daha biz  girmeden sobayı yakıp sınıfı sıcacık yapan. Çantasından çıkardığı mendili ile akan burnumuzu silen. Af buyurunuz zaruri ihtiyaçlarımızı gidermemize yardımcı olan. Akşam oturmalarına evimizde anne babamızla bizi konuşan öğretmenlerimiz...
“Yavrum!!!” deyişi, yaralanan dizimize pe-re-ja kolonyası sürdükten sonra üfleyişi anamızla özdeş öğretmenlerimiz. Toprak damlı, kerpiç evlerde oturmalarını dert etmezlerdi onlar. Eğitimde “ceza-ödül” ilişkisini çok iyi bilirlerdi, her zaman çantalarında sizi mutlu edecek küçük sürpriz hediyeleri vardı. İmkânsızlık içinde, imkân oluştururlardı. Okulun, sınıfın bakımını, boya badanasını onlar yaparlardı eylül girmeden. Tertemiz giysileri, ağır vakur yürüyüşleri, taralı saçları, bakımlı bembeyaz dişleri vardı. Sigara içtiklerini görmezdik  onların. Oyun oynarlardı minik öğrencileri ile; yakan top, voleybol... Psikolojimizi bilirlerdi. Üzüldüğümüzü anlarlar, incitmeden sıkıntılarımızı öğrenirlerdi. Kırsal kesimin ebeveyni utangaçtır, okula gelmezler, onlar giderdi anne babamıza... Öğretmenlerimiz vardı... Ayakkabısı delik, elbisesi yırtık çocukları giydiren.

Böyle bir öğretmenim vardı benim. İlkokulun ilk iki sınıfında.
Ayşen öğretmen.
Bir soruya verdiğim cevap hoşuna gitmişti de, kare bir silgi hediye etmişti bana. Kullanmadım o silgiyi, kullanamadım. Anamın sandığının bir köşesine saklamıştım.
Sınıf başkanıydım ve gözdesiydim Ayşen öğretmenin. Akşamın olmasını, tatilin gelmesini istemiyordum. Çok çocuklu bir ailenin bireyi olmaklıktan kaynaklı esas ilgiyi öğretmenimde buluyordum. Öyle ki; ona küsüyor, nazlanıyordum. O üzülünce üzülüp, sevince seviniyordum. En çok da Müzik dersinde “Eminem, eminem köyümün güzeli. Bağlara gel Eminem” şarkısının nakarat kısmında elimizden tutarak halka şeklinde bizi döndürmesini severdim. Okumayı ilk söktüğümde mektup yazdırmıştı bana Tekirdağ’da asker olan Celal abiye... Bir keresinde andımızı okurken siyah önlüğümün düğmesi kopmuştu da yere düşen düğmeyi aldı, iğne iplik çıkardı düğmemi dikmişti... İkinci sınıfta öğretmenimiz yine Ayşen öğretmendi.  Her şey güzel gidiyordu. Ne olduysa nisan ayının sonunda oldu... Ayşen öğretmen, bir gün dersin sonunda “Haydi çocuklar fotoğrafçı geldi. Dışarıda toplu fotoğraf çektireceğiz...” dedi. Neden, niçin diyemedik. Tedirginliğimizi anladı ve tayininin çıktığını söyledi. Meğer o gün son dersimizmiş... O an bir çocuğun yaşayabileceği en büyük travmayı yaşadığımı hatırlıyorum. Doğrusu sadece ben değil, hemen bütün sınıf... Günlerce üzülmüştüm (ağladığımı söylemeyeyim).

Yıllar geçti. Her aklıma geldiğinde anamın sandığına sakladığım silgiye bakıyordum. İzini kaybettik Ayşen öğretmenin. Bir bebeği vardı, adı Cihangir...
Büyüdük, üniversite bitirdik, çoluk çocuğa karıştık. Orta yaşa geldik. Çocuklarıma masal diye “Ayşen Öğretmeni” anlattım hep. Onların; “Baba o nerede şimdi?” sorusuna hep kaçamak cevap verdim.

Geçen gün, Cihangir’i buldum sosyal medyadan. Sonra telefonunu. İş adamı olmuş. Annesini, yani öğretmenimi sordum. “Yanımda, vereyim mi telefona!” dedi. 40 yıl önceki ses, “Yavrum!” dedi bana. Ben ağladım, o ağladı...
Yıllar sonra...
Hoş geldin çocuklarımın masal kahramanı... Hoş geldin hayatımıza Ayşen Öğretmenim...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.