“İnsanların hayırlısı, insanlara faydalı olandır”

A -
A +
“Ey kardeşim! Bir kişinin, sana ihtiyâcı olsa, sen de o ihtiyâcı gidersen, Allahü teâlâ da, senin yetmiş türlü dünyâ ve âhiret hâcetini giderir."   Sevgili Peygamberimiz, iki hadîs-i şerîflerinde buyurmuşlardır ki: “İnsanların hayırlısı (en iyisi), insanlara faydalı olandır.”“Bir kavmin (topluluğun) efendisi, onlara hizmet edendir.” XIV-XV. yüzyıllarda yaşamış bulunan, zamânının âlimlerinden dînî ilimleri ve fen bilgilerini öğrenen, Hanefî mezhebi fıkıh âlimlerinden ve tasavvuf büyüklerinden olan ve İznik'te medfûn bulunan Kutbüddîn-i İznikî  (Muhammed bin Muhammed Rûmî v. 1418 / 821) buyurdu ki: “Ey kardeşim! Bir kişinin, sana ihtiyâcı olsa, sen de o ihtiyâcı gidersen, Allahü teâlâ da, senin yetmiş türlü dünyâ ve âhiret hâcetini giderir."“Eğer bir kişi, bütün yer ehli kadar ibâdet ve bütün gök ehli kadar tâat etse, îmânı Ehl-i Sünnete uygun değilse kabul olmaz. Zîrâ amelin kabul ve îmânın dürüst olması takvânın şartıdır. Dînin ve îmânın aslı ve ilmin temeli, Allahü teâlâyı bilmek ve birliğini kalple tasdik etmektir.” (Kutbüddîn-i İznikî)   Peygamber Efendimiz buyurmuştur ki: “Her iyilik sadakadır.” [Tirmizî] “Amellerin en faziletlisi, bir müminin aybını örtmek, karnını doyurmak ve bir ihtiyâcını karşılamak sûretiyle onu sevindirmektir.” [Taberânî] “Kalpler, kendine ihsân edene sevgi, kötülük edene de nefret duyacak şekilde yaratılmıştır.” [Ebû Nuaym] Yeni nesillere, millî ve manevî değerlerimizi, mukaddes dînimiz İslâmiyet’i, mukaddes kitâbımız Kur'ân-ı kerîmi, Sevgili Peygamberimizi, şanlı târihimizi, târihî ve ilmî sahsiyetlerimizi, yüksek kültür ve medeniyetimizi doğru bir şekilde, ilmî ve objektif usûllerle öğretmemiz ne kadar büyük bir hizmet olur. Aksi hâlde, günümüzdeki teknolojik gelişmeler sebebiyle yabancı kültürlere açılmış bir gençliğin, benliğini, dînini-diyânetini, milliyetini, ahlâkını muhâfaza etmesi, ecdâdına saygı duyması, onların yolundan gitmesi çok zordur. Burada, şunu net bir şekilde belirtelim ki, mâzîlerini, büyüklerini tanıyamayan çocuklar, gençler ve yaşları ilerlemiş insanlar, büyüklüklere tâlip olamazlar. Sâdece ülkemizdeki değil, dünyâdaki bütün insanların çeşitli buhrânlara, bunalımlara, rûhî sıkıntılara marûz kaldıkları asrımızda, büyük insanların yaşayış tarzları ile hâl ve hareketlerinin öğrenilmesi, tavsiye ve nasîhatlerine uyulması, hem zevk ve ibret almaya, hem de intibâha/uyanmaya sebep olacaktır."Asr-ı Saâdet"ten günümüze kadar, İslâm coğrafyasının her tarafında, “Ulemâ ve Evliyâ” grubuna giren pek çok İslâm büyüğü gelip geçmiştir. Bunlar, bütün insanların dîn ve dünyâ saâdetine ulaşmaları için ellerinden gelen gayreti göstermişlerdir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.