"Bana sâlihlerden bir çocuk ihsân buyur"

A -
A +
İbrâhim aleyhisselâm, Nemrud'un ateşinden kurtulunca, "Yâ Rabbî! Bana sâlihlerden bir çocuk ihsân buyur" diye duâ etti. Allahü teâlâ, ona Hazret-i İsmâîl'i müjdeledi.
 
Bugün, Kurbân Bayramının son günüdür... Peygamber Efendimiz, Medîne-i münevvereye hicret edince, Medînelilerin "Câhiliye âdetleri"nden kalma bayramları kutladıklarını gördü ve onları ikaz etti; “Allahü teâlâ, size, onlardan daha hayırlı iki bayram (Ramazân ve Kurbân Bayramlarını) ihsân etti” buyurdu... Müslümânlar bayram günlerine ayrı bir önem verirler...
          ***
İbrâhim aleyhisselâm, Nemrud'un ateşinden kurtulunca, "Yâ Rabbî! Bana sâlihlerden bir çocuk ihsân buyur" (Sâffât, 100) diye duâ etti. Allahü teâlâ, ona Hazret-i İsmâîl'i müjdeledi. Âyet-i kerîmede meâlen "Biz de, ona, halîm (hilm sâhibi, yumuşak) bir oğul müjdeledik" (Sâffât, 101)  buyuruldu. [Fakat baba, oğul ve anne çok büyük birer imtihânla karşı karşıya kaldılar; Allahü teâlânın izniyle imtihânda her üçü de muvaffak oldular.]
Hazret-i İbrâhim, oğluna, "Ey oğlum! Rüyâmda seni kurbân etmem emredildi. Buna ne dersin?" (Sâffât, 102) dedi. [Aralarında uzun bazı konuşmalar geçti. O konuşmalar ve şeytânın, yaşlı bir adam kıyâfetinde, önce Hazret-i Hâcer'e, sonra Hazret-i İsmâîl'e, bilâhare Hazret-i İbrâhîm'e gelip iğvâda bulunmaya çalışması "Tefsîr" kitaplarında tafsîlâtıyla anlatılır.]
İsmâîl aleyhisselâm "Babacığım! Hak teâlâ, beni boğazlamanı emretti mi?" diye sorunca "Evet evlâdım" cevâbını aldı.
Hazret-i İsmâîl, babasının, "Evet" demesi üzerine, Rabbinin emriyle kurbân edileceğini, buna sabrederse, Hak teâlânın rızâsına kavuşacağını anlayıp çok sevindi. Babası da, onun bu sevincine sevindi: "Evlâdım! Ben sana, seni kurbân edeceğimi haber veriyorum, sen ise seviniyorsun" dedi.
"Babacığım, ben nasıl sevinmeyeyim? Benim tek arzûm, Allahü teâlâya, O'nun rızâsı üzere kavuşmak; böylece O'nun rahmet ve Cennetine de nâil olmaktır..." şeklinde gerekçelerini uzunca arz etti. [Ayrıca, babasına, başka arzlarda da bulundu. Aralarında tafsîlâtlı daha bazı konuşmalar da oldu.]
Allahü teâlâdan vahiy geldi: "Yâ İbrâhîm, sen elbette rüyânı tasdîk ettin. (Sana düşen vazîfeni tâm olarak yaptın.) Biz muhsinleri (iyileri, iyilik yapanları, güzel davrananları) böylece mükâfâtlandırırız." (Sâffât, 105) [Şimdi sıra bende. Lütuf ve keremimi görmek için şu dağa bak.] İbrâhîm aleyhisselâm, dağa bakınca, Cennetten gelmiş eşsiz güzellikte bir koç gördü. Allahü teâlâ buyurdu ki: "Biz, oğluna bedel (fidye olarak) ona büyük bir kurbân verdik (Ve ona büyük bir kurbânlık fidye verdik)." [Bu, senin oğluna fedâdır/onun için fidyedir.] (Sâffât, 107) [İkinci kurbânlık olma hâdisesini de inşâallah yarın ele alalım.]
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.