Peygamberimizin bizlere bıraktığı iki mühim emanet

A -
A +
Peygamber Efendimizin temiz ve mübârek kanını taşıyan seyyidler ve şerîfler, İslâm memleketlerinin birçok yerinde yaşamaktadırlar. Her birisi güzel ahlâk nümûnesidir...
 
 
Resûlullah (sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimiz, bir hadîs-i şerîfinde (meâlen):
"Şüphesiz ki ben, size iki (önemli) şey bırakıyorum. Benden sonra onlara tâbi olduğunuz müddetçe, yolunuzdan aslâ sapmazsınız. Onlardan biri, diğerinden daha büyüktür. Bunlardan biri Allah'ın kitâbıdır ki, gökten yere sarkıtılmış olan Allah'ın ipidir. Diğeri ise, “Itret”im, yani “Ehl-i Beyt”imdir. Bu ikisi, Havz-ı Kevser'e gelinceye kadar birbirinden ayrılmayacaklardır. O hâlde iyi düşününüz, o ikisi husûsunda bana nasıl iyi bir halef olacaksınız?" buyurmuştur...
17 Eylül 2017 Pazar günü İstanbul-Başakşehir'de "Dünyâ Seyyidleri ve Şerîfleri Derneği"nin bir toplantısı oldu. Sevgili Peygamberimizin mübârek zerrelerini taşıyan seyyidler ve şerîfler bir araya geldiler. Dernek Genel Başkanı Muhterem Seyyid Hüseyin Zerrâkî Beyefendi, o toplantıya bendenizi de davet buyurdu ve bize de yarım sâatlik bir konuşma yaptırdı.
Şimdi bu vesîleyle birazcık “Ehl-i Beyt”ten bahsetmek istiyorum:
Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde “Ehl-i Beyt” hakkında meâlen buyurdu ki:
“… Allahü teâlâ sizlerden ricsi, yâni kusûr ve kirleri gidermek istiyor ve sizi tam bir tahâret ile temizlemek irâde ediyor.” (Ahzâb sûresi, 33)
Eshâb-ı kirâm, Peygamber Efendimize sordular:
“Yâ Resûlallah! Ehl-i Beyt kimlerdir?”
O esnâda, Peygamber Efendimizin yanına, Hazret-i Ali (radıyallahü anh) geldi. Peygamberimiz, onu mübârek paltoları altına aldılar. Daha sonra Hazret-i Fâtıma, Hazret-i Hasan ve Hazret-i Hüseyin (radıyallahü anhüm) geldiler. Her birini bir tarafına alarak; “İşte bunlar, benim Ehl-i Beyt’imdir” buyurdular. Bu yüksek kimselere “Âl-i Abâ” ve “Âl-i Resûl” de denir. Kitaplarda “Ehl-i Beyt” hakkında şu tarifleri de görüyoruz:
“Ehl-i Beyt”: Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâmın bütün âile fertleridir. Mübârek hanımları, muazzez kızı Hazret-i Fâtıma ile mübârek damadı Hazret-i Ali ve bunların evlâtları olan Hazret-i Hasan ve Hazret-i Hüseyin, onların çocukları ve kıyâmete kadar gelecek torunlarının hepsi. 
Hattâ Peygamberimizin temiz soyunun bağlı olduğu “Hâşimoğulları”na da “Ehl-i Beyt” denir. Eshâb-ı kirâmdan Selmân-ı Fârisî (radıyallahü anh) de “Ehl-i Beyt”ten sayılmıştır.
Resûlullah’ın (aleyhisselam) soyu, Hazret-i Fâtıma’dan devam etti. Hazret-i Hasan’ın çocuklarına ve torunlarına “Şerîf”ler, Hazret-i Hüseyin’in nesline de “Seyyid”ler denilir. Peygamber Efendimizin temiz ve mübârek kanını taşıyan seyyidler ve şerîfler, İslâm memleketlerinin birçok yerinde yaşamaktadırlar. Her birisi güzel ahlâk nümûnesi olup, el-hamdülillah güzel ülkemizde sayıları pek çoktur.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.