İnsanlara iyilik etmenin önemi

A -
A +
Peygamber Efendimiz (aleyhi’s-salâtü ve’s-selâm) bir hadis-i şerifte buyurdular ki: “Kim, arkadaşının ihtiyâcını görürse, Allah da onun ihtiyâcını karşılar.”
 
 
Bilindiği üzere, bu dünyâ bir imtihân yeridir. Bu imtihânda muvaffak olmak için, İslâmiyetin emrettiği gibi inanmak, yasaklanan şeylerden kaçınmak ve farz kılınan ibâdetleri yapmak lâzımdır.
Allahü teâlâ, Kur'ân-ı kerîminde, Mülk sûre-i celîlesinin 2. âyet-i kerîmesinde; "Hanginizin daha güzel amelde bulunacağını imtihân edip ortaya çıkarmak için ölümü de, hayâtı da yaratan O'dur…" buyurmuştur.
Mukaddes dînimiz İslâmiyette, insanlara herhangi bir şekilde hizmet etmek, onlara faydalı olmak, iyilik etmek ve yine herhangi bir sûretle onları sevindirmek, büyük sevap kazanmaya vesîledir. Peygamber Efendimiz buyurmuşlardır ki:
“En iyi kimse, kendisinden hep iyilik beklenendir.” [Tirmizî]
“Müslümân kardeşini sevindirmek mağfirete sebep olur.” [Taberânî]
“İyilik etmek ömrü uzatır” [Taberânî]
“Bir kimse, dîn kardeşinin râhata kavuşması veya sıkıntıdan kurtulması için hükûmet adamlarına gidip uğraşırsa, kıyâmette sırât köprüsünden, çok kişinin ayaklarının kaydığı zaman, Allah, onun süratle geçmesi için yardım eder.” [Taberânî]
“Bir Müslümânın sıkıntısını giderene, Allahü teâlâ iki nûr verir. Bu iki nûrla Sırât’ta o kadar çok kimse aydınlanır ki, sayısını ancak Allah bilir.” [Taberânî]
“İnsanların hepsi Allah’ın ıyâli [ev halkı] gibidir. Allahü teâlânın en çok sevdiği kimse, Onun ıyâline [insanlara] en faydalı olandır. Allahü teâlânın en buğzettiği kimse de, Onun ıyâline iyilik etmeyendir.” [Bezzâr]
“Hayra vesîle olan, hayrı işlemiş gibidir. Allahü teâlâ, sıkıntıya düşene yardım edeni sever.” [İbnü’n-Neccâr]
Yine Resûlullah (aleyhi’s-salâtü ve’s-selâm) buyurmuştur ki:
“Herhangi bir Müslümân, kendi ehline/âilesine, Allahü teâlânın rızâsını umarak infâk ederse (zarûrî ihtiyâçlarını karşılarsa), bu nafaka onun için sadaka olur.” (Buhârî)
“Bir kimsenin infâk edeceği (harcayacağı) en fazîletli dînâr, çoluğuna-çocuğuna infâk ettiği (harcadığı) dînâr ile Allah yolunda hayvânına infâk ettiği dînâr, bir de yine Allah yolunda arkadaşlarına sarf ettiği dînârdır.” (Müslim)
“Yâ Ebâ Hüreyre! Benden sonra müminlerin büyüğü, o kimsedir ki, Allahü teâlâ ona mal verir, o da gizli ve âşikâre, Hak yoluna infâk eder ve yaptığı iyilikleri kimsenin başına kakmaz.” (Kimyây-ı Seâdet)
Bir hadis-i şerifte de buyurulmuştur ki:
“Şu iki şeyden daha iyisi yoktur: Allah’a îmân ve Müslümânlara faydalı olmak (Onun kullarına iyilik etmek). Şu iki şeyden de daha kötüsü yoktur: Şirk ve Müslümânlara zarar vermek (insanlara kötülük etmek).” [Deylemî]
Aslında, bu mevzûda pekçok hadîs-i şerîf var; ama biz bugünlük de bunlarla iktifâ edelim...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.