Kâfirlere hangi hususlarda benzememek lazım?

A -
A +

İbâdette kâfirlere benzemek bazı yerlerde "mekrûh", bazı yerlerde "harâm", bazı yerlerde "küfür" olur. Mesela haç takmak küfürdür.

 
İslâmiyette, Müslümânların, îmânlarında ve ibâdetlerinde, Müslümân olmayanları taklîd etmeleri, onlara benzemeleri, onların dînlerinin ve ibâdetlerinin alâmeti olan şeyleri yapmaları ve kullanmaları yasak edilmiştir.
Fakat İslâm dîninde, kâfirlerden her kavmin, her memleketin âdeti olarak yaptıkları ve kullandıkları şeylerden, harâm olmayıp, insanlara faydalı olanları yapmak ve kullanmak günâh değildir. Meselâ çeşitli binek vâsıtalarını kullanmak, yemeği masada ve ayrı tabaklar içinde yemek, çatal-kaşık kullanmak, ekmeği bıçakla kesmek, pantolon, gömlek ve çeşitli ayakkabılar giymek, çeşitli eşyâ ve âletleri kullanmak, hep âdete bağlı şeyler olup, İslâmiyette bunlara izin verilmiştir...
Hindûların bayram günlerine, ateşe tapanların kutsal günlerine ve Hıristiyânların Noel gecelerine ve diğer paskalyalarına hürmet etmek ve o zamanlarda, onların âdetlerini, onlar gibi yapmak, bu günleri Müslümân bayramı zannederek, onlar gibi birbirlerine hediyeler göndermek, eşyâlarını ve sofralarını, onların yaptıkları gibi süslemek, o geceleri başka gecelerden ayırt etmek büyük günâh olur.
İbâdette kâfirlere benzemek bazı yerlerde "mekrûh", bazı yerlerde "harâm", bazı yerlerde "küfür" olur. Mesela haç takmak küfürdür. “Nevrûz” veya “Mihricân” günlerinde, bunların isimlerini söyleyerek hediye vermek harâmdır. Bu günleri bayram bilerek vermek, küfür olur. "Noel" gününde, kâfirlerin paskalya ve yortularında, onlar gibi bayram yapmak da küfürdür.
Küfrün veya harâmın iyi niyetle yapılması, bunları küfürden ve harâmlıktan çıkarmaz. Harâmdan, iyi niyetle [Allah’tan korkarak] vazgeçen sevâp kazanır. Başka bir sebeple vazgeçen sevâp kazanmaz; yalnız, günâhından kurtulur.
Bilindiği gibi, her milletin ve cemiyetin kendisine esâs kabul ettiği bir takvîmi olduğu gibi, birçok milletin müştereken kullandığı takvîmler de vardır.
Târihler Hicrî (Kamerî, Şemsî), Rûmî, Mâlî, Mîlâdî  gibi isimler alırlar. Takvîm için mühim bir hâdise “târih başı” olarak ele alınır. Hıristiyânlıkta bu başlangıç, İsâ aleyhisselâmın doğumu zannedilen târihtir. Doğduğu yıla sıfır, ondan öncesine “mîlâttan önce”, sonrasına da “mîlâttan sonra” denilmiştir. 
Hıristiyânlar, kendi yılbaşıları olan ocak ayının birinci gecesinde, Noel yapıyorlar...
Hicrî-Kamerî Takvimde de; Muhammed aleyhisselâmın, Mekke'den Medine'ye hicret ettiği sene, başlangıç kabul edilir.
Müslümânlar da kendi yılbaşı gecelerinde ve günlerinde müsâfeha ederek, telefonla veya mektup yazarak tebrîkleşirler. Birbirlerini ziyâret eder ve hediyeler verirler. Yeni yılın, birbirlerine ve bütün Müslümânlara hayırlı ve bereketli olması için duâ ederler...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.