İslamın hoşgörü ve barış inancı...

A -
A +
500 küsur sene evvel, İspanya'dan çıkarılan Yahûdileri, Osmanlı Devleti'nin kabul etmesi, bağrına basması dünyâda az görülen hâdiselerdendir.   1967 Arap-İsrail (Altı gün) savaşı sırasında, Kudüs’ün Ürdün kesimi İsrâîl birlikleri tarafından işgâl edildi. Kudüs’te bulunan masum ve korumasız Müslümân-Araplara her gün akla gelmedik işkence ve zulüm yapıldı. "İsrâîl Parlamentosu"nun, 30 Temmuz 1980 târihli karârıyla, Birleşik Kudüs, İsrâîl’in başkenti îlân edildi. Günümüzde aynı durum devam etmektedir. Kudüs, eski şehir ile dış mahallelerden meydana gelmiştir. Kudüs dört kısma ayrılır: Kuzeydoğuda Müslümân mahallesi, güneydoğuda Yahûdi mahallesi, kuzeybatıda Hıristiyân mahallesi, güneybatıda ise Ermeni mahallesi yer almıştır. Mûsevîlerin, Hıristiyânların ve Müslümânların mukaddes saydığı yer ve makâmlar, eski Kudüs’ün doğu kenarında, şehirden duvarlar ile ayrılmış, 300x480 metre genişliğinde bir sahanlık üzerinde yer alır. Buraya "Harem-i şerîf" veya "Harem" adı verilmektedir. Üç büyük dînin de mukaddes saydığı Kudüs’teki kutsal yerlerden ve dînî topluluklardan, Dîn İşleri Bakanlığı sorumludur... Burada belirtelim ki, İslâm inancının barış ve hoşgörüsünden, târîh boyunca Yahûdiler yararlanmışlardır. Peygamber Efendimiz, Medîne-i Münevvere'deki Yahûdiler ve Hıristiyânlar için bir emân-nâme neşretmiştir. Onların cânlarını, mâllarını, ırzlarını koruma altına almıştır... Hazret-i Ömer (radıyallahü anh) de, Halîfe ikenİlya (Kudüs) ahâlîsine bir emân mektubu vermiştir. Târih boyunca bütün Müslümânlar, Sevgili Peygamberimiz ve Hulefâ-i Râşidîn hazerâtının davrandıkları gibi davranmışlardır.Bundan 500 küsur sene evvel, İspanya'dan çıkarılan Yahûdileri, Osmanlı Devleti'nin kabul etmesi, bağrına basması, onlara sâhip çıkıp himâye etmesi de, dünyâda eşi-benzeri az görülen hâdiselerdendir. Şimdi Türkiye, fiilen İslâm âleminin lideri durumundadır. Son hâdiseler de, Türkiye’nin Orta Doğu’daki liderliğini isbât ediyor ve pekiştiriyor. Büyük pedagog ve sosyolog merhûm Seyyid Ahmed Arvâsî hocanın şöyle mühim bir tesbîti vardır: "Kesin olarak îmân etmişimdir ki, Müslümân-Türk milleti ve onun devleti güçlü ise, İslâm dünyâsı da güçlüdür. Aksi bir durumda, bütün Türk dünyâsı ile birlikte İslâm dünyâsı da sömürülecektir. Gâlibâ, bu durumu en iyi idrâk edenler de düşmânlarımızdır. Onun için, bütün İslâm dünyâsını esîr almak isteyen şer kuvvetlerin ilk hedefi, Türk devleti ve Türk milleti olmuştur...""Mescid-i Aksâ" ve "Kudüs", Müslümânların kırmızı çizgisidir. Buralara sâhip çıkmak lâzım; oralardaki Müslümânları yalnız bırakmamak lâzım. Bütün Müslümânların bunda rol almaları lâzım. Son Kudüs toplantısında, bir araya gelen Müslümânların, bu birlik ve berâberliği devam ettirmeleri en büyük temennîmizdir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.