“Ef’âl-i mükellefîn” nelerdir?

A -
A +

İslâm dîninin bildirdiği emirlere ve yasaklara “Ahkâm-ı şer’ıyye” veyâ “Ahkâm-ı İslâmiyye” (fıkıh bilgileri), dîn bilgileri denir. Bunlara “Ef’âl-i mükellefîn” de denilmektedir.

    “Ef’âl-i mükellefîn”, İslâm dîninde mükelleflerin (dînî vazîfeleri yerine getirmekle yükümlü, sorumlu kimselerin) yapmaları ve sakınmaları lâzım olan emirler ve yasaklardır. "Ef’âl-i mükellefin (Ahkâm-ı şer'iyye)" sekizdir: "Farz", "Vâcib", "Sünnet", "Müstehab", "Mübâh", "Harâm", "Mekrûh", "Müfsid". Bunları fıkıh ilmi öğretir. (Allâme İbn-i Âbidîn) "İki cihân (dünyâ ve âhiret) saadetine kavuşmak, ancak ve yalnız, dünyâ ve âhiretin Efendisi olan Muhammed aleyhisselâma tâbi olmaya (uymaya) bağlıdır. O'na tâbi olmak için îmân etmek ve ef'âl-i mükellefîni öğrenmek ve yapmak lâzımdır." (İmâm-ı Rabbânî) "Ef'âl-i mükellefîni yerine getirmek çok kolaydır. Kalbi bozuk olana güç gelir. Birçok işler vardır ki, sağlam insanlara kolaydır. Hastalara ise güçtür. Kalbin bozuk olması, İslâmiyete tâm olarak inanmaması demektir. Bu gibi insanlar, inandım dese de hakîkî tasdîk (inanma) değildir. Laf (dil) ile tasdîkdir. Kalbde hakîkî tasdîkin, doğru îmânın bulunmasına bir alâmet, ef'âl-i mükellefîni yerine getirmekte kolaylık duymaktır." (İmâm-ı Rabbânî) "Ahkâm": "Hükümler demektir; Allahü teâlânın emirleri ve yasaklarıdır." "Hükm"ün çokluk şeklidir. "Îmân ve ahkâm bilgilerini öğrenmeyen ve çocuklarına öğretmeyen, kulluk vazîfesini yapmamış olur." (İmâm-ı Gazâlî) "Peygamberler aleyhimüsselâm, Allahü teâlânın kendilerine melek (Cebrâîl) ile bildirdiği ahkâmı, kendi zamanlarındaki insanlara noksânsız olarak bildirmişlerdir." (Abdülganî Nablüsî) "Kur'ân-ı kerîm, bütün Peygamberlere (aleyhimüsselâm) gönderilmiş olan ahkâmı ve daha fazlasını kendisinde toplamıştır." (Abdülhakîm Arvâsî) "Ahkâm-ı Şer'iyye": "İslâm dîninde bir işin yapılması veya yapılmaması gerektiğini bildiren hükümler. Emirler ve yasaklar" demektir. Bunlara "Ahkâm-ı İlâhiyye", "Ahkâm-ı İslâmiyye" ve "Ahkâm-ı Kur'âniyye" de denir. "Bütün insanlara her şeyden önce lâzım olan, îtikâdı (inancı) düzeltmektir. Yâni doğru bir îmân sâhibi olmaktır. İkinci olarak, ahkâm-ı şer'iyyeyi öğrenmektir." (İmâm-ı Rabbânî Ahmed Fârûkî Serhendî) "Beden, ahkâm-ı şer'iyyeyi yapmakla süslenince, nefis dünyâ kötülüklerinden ve zararlarından kurtulur." (İmâm-ı Rabbânî Ahmed Fârûkî Serhendî) "Îmân muma benzer. Ahkâm-ı şer'iyye mum etrâfındaki fener gibidir. Mum ile birlikte fener de İslâmiyet'tir. Fenersiz mum çabuk söner. Îmânsız İslâm olmaz. İslâm olmayınca da îmân söner." (Abdülhakîm bin Mustafâ Arvâsî)
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.