Mutlulukla alakalı bir anket çalışması...

A -
A +
Bütün insanlar “mesut” ve “bahtiyâr” olmak isterler. “Saâdet” “Mutluluk, bahtiyârlık; dünyâda ve âhirette mutluluk” şeklinde tarif edilmektedir...
 
24.02.2018 târihinde, Türkiye gazetesinin 3. sayfasında bir anket yayınlandı. Biz, önce, o anketi nakledelim, sonra da konuyla ilgili birkaç kelime yazalım: Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2016 yılına ilişkin “Yaşam Memnûniyeti Araştırması” sonuçlarını açıkladı. Buna göre: "2015 yılında yüzde 56,6 olarak kayıtlara geçen mutlu [mesut, bahtiyar] olduğunu beyân edenlerin oranı, geçen yıl [2017'de] yüzde 61,3 oldu.Mutsuz [bedbaht] olduğunu beyân edenlerin oranı ise, yüzde 11,4’ten yüzde 10,4’e düştü.Kadınlarda mutluluk oranı, 2015’te yüzde 60,2 iken, 2016’da yüzde 64,5’e yükseldi. Erkeklerde bu oran, yüzde 52,9’dan yüzde 58,1’e çıktı.Yaş gruplarına göre mutluluk düzeyine bakıldığında, en yüksek mutluluk oranı yüzde 65,1 ile 18-24 yaş grubunda, en düşük mutluluk oranı ise, yüzde 58,2 ile 35-44 yaş grubunda gerçekleşti.Evlilerin, evli olmayanlara göre daha mutlu olduğu görüldü. Geçen yıl evlilerin yüzde 64,7’si mutlu olduğunu belirtirken, evli olmayanlarda bu oran yüzde 53,5 oldu."                *** Bu vesîleyle ifâde edelim ki, dünyâdaki bütün insanlar “mesut” ve “bahtiyâr” yani mutlu olmak isterler. “Saâdet”, sözlüklerde “Mutluluk, bahtiyârlık; dünyâda ve âhirette mutluluk” şeklinde tarif edilmektedir. Şimdi saâdet (mutluluk) denilince, yalnız dünyâdaki rahatlık hatıra geliyor. Halbuki asıl saâdet (mutluluk), ebedî olan âhiret saâdetidir. Âhiret saâdetine kavuşabilmek için, Allahü teâlânın ve son Peygamberi’nin emirlerine uymak yegâne çâredir; bundan başka çâre yoktur.“Bütün üstünlükler, faydalı şeyler İslâmiyet'in içindedir. Eski dînlerin, görünür, görünmez bütün iyiliklerini İslâmiyet kendinde toplamıştır. Bütün saâdetler, muvaffakiyetler (başarıların sırrı) ondadır...” buyuran Seyyid Abdülhakîm-i Arvâsî (rahimehüllah) ne güzel söylemiştir? “Saâdet-i Ebediyye”“Sonsuz, ebedî mutluluk, bahtiyârlık” demektir. Büyük âlim İmâm-ı Mâverdî“Saâdet-i ebediyyeye kavuşmak için Müslümân olmak lâzımdır” derken, yine en büyük âlim ve velîlerden İmâm-ı Rabbânî, “Cehennem'den kurtulmak ve saâdet-i ebediyyeye kavuşmak, Peygamberlere (aleyhimüs-selâm) tâbi olmaya bağlıdır” buyurmuştur. Ca'fer-i Huldî ise, saâdetin anahtarını şöyle veriyor: “Sâlihlerle berâber olmak, sonsuz saâdetin anahtarıdır.” Ebû Ali Cürcânî’nin zikrettiği saâdet alâmetleri de son derece önemlidir: “Bir kulun, Allahü teâlânın beğendiği işleri kolayca yapabilmesi, sünnete göre hareket etmesi, sâlih kimseleri sevmesi, eş-dost ile güzel geçinmesi, Allah rızâsı için insanlara iyilik yapması, Müslümânların işini görmesi ve vakitlerini Allahü teâlânın dînine hizmetle geçirmesi, saâdet alâmetlerindendir.”
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.