Müslümanların fikirlerinin bozulmasına sebep olanlar

A -
A +
Avrupa ve Amerika’da tahsil yapan bazı Müslümân akademisyenlerimiz, maalesef Batı’daki müsteşriklerin yörüngelerine girmektedirler...
 
Dünkü makâlemizde bir sözünü naklettiğimiz bir hocamız, bir kelâm profesörümüz, dün naklettiğimiz sözüne gerekçe olarak şunu ifâde etmişti:
Şark kaynaklarından referans gösteren doktora adayına, danışmanı olan müsteşrik profesör, “sen, hep Doğulu âlimlerin kaynaklarından istifâde etmişsin; bu sâhanın büyük uzmanları olan Batılı ilim adamlarının eserleri nerede? Bu tezini götür ve o ilmî kaynaklardan referanslar göster” deyip tezi reddediyor.
“Tabii ki, o talebe, T.C. Millî Eğitim Bakanlığı nezdinde, büyük tazmînâtların altına imzâ atmış bulunuyor. Eğer doktorayı bitiremeden gelirse, o yüklü tazmînâtı ödemek mecbûriyetinde kalacak; ne yapıp edip o doktorayı almaya çalışıyor. İşte bu durum, kendisinde çok büyük bir risk meydâna getiriyor.”
Bir kısmı, önce “köprüyü geçinceye kadar, ayıya dayı diyelim” diye düşünse de, bilâhare, maalesef yavaş yavaş, onların bozuk fikirlerini benimsiyor ve onlar gibi düşünmeye başlıyor.
Avrupa ve Amerika’da tahsil yapan bazı Müslümân akademisyenlerimiz, Batı’daki müsteşriklerin garazkâr, müfsid, bozuk, sapık fikirlerini okuyarak, maalesef onların yörüngelerine girmektedirler.
İslâmiyete çok ağır bir şekilde saldıran pekçok müşteşrik=şarkıyâtçı vardır. Bugün, kısaca, onlardan birine temâs edelim:
Ignaz (Ignace Isaac Jehuda) Goldziher: 22 Haziran 1850’de Sigetvar’da doğan Goldziher’in dedeleri İspanya’dan Almanya’ya, oradan da Macaristan’a göç etmişlerdir. Küçük yaşlarından itibâren Tevrât dersleri alan Goldziher, on üç yaşında gerçekleşen Yahûdi cemâatine kabul merâsiminde, Yahûdi dedelerinin îmânına sadâkat yemîni etmiş ve bu yemînini hiçbir zaman unutmadığını da kendisi ifâde etmiştir.
1904 yılında Budapeşte Üniversitesi Sâmî Dilleri Kürsüsü’ne ordinaryüs profesör olarak tayin edilen ve birçok yerde pekçok görevler yapan, birçok kitap ve makâlesi bulunan Yahûdi Goldziher’in, bütün Avrupalı ve Amerikalı müsteşrikler üzerinde çok önemli tesirleri olmuştur.
13 Kasım 1921 tarihinde Rotlauf’da ölmüş ve Budapeşte Yahûdi Mezârlığı’na gömülmüştür. Geride bıraktığı çok zengin kütüphanesi, daha sonra Kudüs’teki İbrânî Üniversitesi’ne nakledilmiş ve 1925’te de okuyucuların istifâdesine açılmıştır.
DİA İslâm Ansiklopedisi’nde ifâde edildiği gibi, “Julius Wellhausen ve Christian Snouck-Hurgronje ile birlikte bağımsız bir araştırma alanı olarak Batı’daki İslâmî incelemelerin kurucusu olmuş ve Batı İslâmoloji çevrelerinde yeni İslâmiyatçılar’ın mânevî babası sayılmıştır…..”
[Bu sözün devâmını, bundan sonraki makâlemizde ele alalım inşallah.]
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.