Ef'âl-i mükellefîn -1-

A -
A +
"Ef'âl-i mükellefîn" 8'dir. Bunlar: Farz, vâcib, sünnet, müstehab, mubâh, harâm, mekrûh ve müfsiddir.
  "Mükelleflerin fiilleri" manâsına gelen "Ef'âl-i mükellefîn" 8'dir. Bunlar: Farz, vâcib, sünnet, müstehab, mubâh, harâm, mekrûh ve müfsiddir.1- FARZ: "Allahü teâlânın, Kur'ân-ı kerîmde, yapılmasını açıkca bildirdiği emirlerdir." Allahü teâlânın, yapılmasını âyet-i kerîme ile açıkça ve kesin olarak emrettiği şeylere "farz" denir. Farzları terk etmek harâmdır. İnanmayan ve yapılmasına ehemmiyyet vermeyen kâfir olur. "Allahü teâlânın râzı olduğu işler, farzlar ve nâfilelerdir. Farzların yanında nâfilelerin hiç kıymetleri yoktur. Bir farzı vaktinde kılmak, bin sene nâfile ibâdet yapmaktan daha çok fâidelidir. Hattâ bir farzı yaparken, bunun sünnetlerinden bir sünneti ve edeplerinden bir edebi yapmak da, başka nâfileleri yapmaktan kat kat daha kıymetlidir." (İmâm-ı Rabbânî) "Kulum, farzları yapmakla bana yaklaştığı gibi, başka bir şeyle yaklaşamaz. Kulum, nâfile ibâdetleri yapınca da, onu çok severim. Öyle olur ki, benimle işitir. Benimle görür. Benimle her şeyi tutar. Benimle yürür. Benden her ne isterse veririm. Bana sığınırsa, onu korurum." (Hadîs-i kudsî- Buhârî) "Ey kulum! Emrettiğim farzları yap, insanların en âbidi (ibâdet edeni) olursun. Yasak ettiğim harâmlardan sakın, verâ sâhibi olursun. Verdiğim rızka kanâat eyle, insanların en ganîsi (zengini) olursun, kimseye muhtâç kalmazsın." (Hadîs-i kudsî-Mişkâtü'l-Mesâbîh, el-Câmius-Sağîr) Farz iki çeşiddir:Farz-ı Ayn: Her Müslümânın yerine getirmesi, her mükellef olan Müslümânın bizzât kendisinin yapması lâzım olan farzdır. Îmân etmek, abdest almak, gusl etmek (yani boy abdesti almak), beş vakit namâz kılmak, Ramazân ayında oruç tutmak, zengin olunca zekât vermek ve hacca gitmek, farz-ı ayndır. [Otuz iki farz ve elli dört farz meşhûrdur.] "Îmânı yâni Ehl-i Sünnet îtikâdını, iyi ve kötü huyları öğrenmek farz-ı ayndır. Abdesti, guslü, namazı, orucu ve harâmları da, her Müslümânın öğrenmesi farz-ı ayndır." (İmâm-ı Rabbânî) Farz-ı Kifâye: Müslümânların bir kısmının yerine getirmesi ile diğerlerinden düşen farzdır. Müslümânlardan birkaçının veyâ sâdece birinin yapması ile diğerlerinin sorumluluktan kurtulduğu farzlardır. Topluluğa verilen selâmın cevâbını söylemek, cenâzeyi gasl etmek [yani yıkamak], cenâze namâzı kılmak, Kur’ân-ı kerîmin tamâmını ezberleyip hâfız olmak, cihâd etmek, san’atına, ticâretine lâzım olandan fazla dîn ve fen bilgilerini öğrenmek gibi farzlar böyledir. "Kur'ân-ı kerîmi dinlemek farz-ı kifâyedir ve okunmasından ve nâfile ibâdetlerden daha sevâbdır." (Halebî-yi Kebîr) "Cenâze namazını kılmak, ölüye hizmet, san'at ve ticâret bilgilerini (ve bugünün silâhlarını yapmak ve kullanmak için fen bilgilerini iyi) öğrenmek farz-ı kifâyedir." (Yûsuf Sinâneddîn) "Bir âyet ezberlemek herkese farz-ı ayndır. Fâtihayı ve üç âyet veya bir kısa sûre ezberlemek vâcibdir. Kur'ân-ı kerîmin hepsini ezberlemek farz-ı kifâyedir." (Alâüddîn-i Haskefî)
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.