Peygamber Efendimizi doğru tanımak...

A -
A +
Muhammed aleyhisselâmın; hiçbir hareketinde, hiçbir işinde, hiçbir zaman, hiçbir çirkinlik, hiçbir kusûr görülmemiştir.
 
Cenâb-ı Hak, şüphesiz ki bütün insanlara sayılamayacak kadar çok ni’met, iyilik vermiştir. Ama bunların en büyüğü ve en kıymetlisi, Hazret-i Âdem’den itibâren, insanları ebedî saâdete kavuşturmak için, muhtelif asırlarda, çeşitli coğrafî bölgelere, pek çok Resûl ve Nebî (aleyhimüsselâm) göndererek ve bunlardan bazılarına da, “Kitap”lar ve “Sahîfe”ler indirerek İslâmiyeti, ebedî saâdet yolunu göstermesidir.
Bilindiği gibi, dînde inanılacak altı şeyden [Âmentü esâslarından] dördüncüsü, Allahü teâlânın “Peygamber”lerine inanmaktır. Peygamberlere îmân etmek, aralarında Peygamberlik bakımından hiçbir fark görmeyerek, hepsinin sâdık, doğru sözlü olduğuna inanmak demektir. Peygamberler, insanları, Cenâb-ı Hakk’ın beğendiği yola kavuşturmak, onlara doğru yolu göstermek için gönderilmişlerdir.
Cenâb-ı Hak, ilk insan olarak yarattığı ve ilk Peygamber kıldığı Hazret-i Âdem’den sonra muhtelif asırlarda, çeşitli coğrafî bölgelere birçok “Peygamber” göndermiş, bazılarına “Kitap” ve “Suhuf” da vermiştir. [Bildiğimiz gibi, bu Peygamberlerden 6’sına “Ülü’l-azm”, 313’üne “Resûl”, 124 binden ziyâdesine de “Nebî” denilmektedir.]
Peygamberlik vazîfelerini görmekte, Peygamberlik üstünlüklerini taşımakta, bütün peygamberler müsâvîdir, eşittir. Fakat Peygamberlerin, birbirleri üzerinde, şerefleri, üstünlükleri vardır. Meselâ, ümmetlerinin çok olması, gönderildikleri memleketlerin büyük olması, ilim ve mârifetlerinin çok yerlere yayılması, mûcizelerinin daha çok ve devâmlı olması ve kendileri için ayrı kıymetler ve ihsânlar bulunması gibi üstünlükler bakımından, âhir zaman Peygamberi Muhammed aleyhisselâm, bütün Peygamberlerden daha üstündür. “Ülü’l-azm olan Peygamberler, böyle olmayanlardan ve Resûller de, Nebîlerden daha üstündürler.
Peygamberlerin her söyledikleri doğrudur. Onlardan birine bile inanmayan kimse, hiçbirine inanmamış, hepsini inkâr etmiş olur. Meselâ son Peygamber Muhammed aleyhisselâma inanmayan bir kimse, bütün Peygamberleri inkâr eden kimse ile aynı durumdadır. Bütün Peygamberler, hep aynı îmânı söylemiş, hepsi ümmetlerinden aynı şeylere îmân etmelerini istemişlerdir. Fakat ibâdet ve amelleri, yâni kalple, bedenle yapılması ve sakınılması lâzım olan şeyleri farklıdır.
Allahü teâlâ, bir insanda bulunabilecek, görünür-görünmez bütün iyilikleri, bütün üstünlükleri, bütün güzellikleri, habîbi, mahbûbu, sevgilisi yani en çok sevdiği zât olan Muhammed aleyhisselâmda toplamıştır. Hiçbir hareketinde, hiçbir işinde, hiçbir sözünde, hiçbir zaman, hiçbir çirkinlik, hiçbir kusûr görülmemiştir.
Resûlullah Efendimiz, târihte olduğu gibi, günümüzde de bütün dünyâ milletlerinin, ilim adamlarının, devlet, siyâset ve fikir adamlarının, ediplerin, târihçi ve askerî şahsiyetlerin alâkasını çekmekte, bunların her biri O’nu biraz inceledikten sonra hayrânlık ve şaşkınlıklarını, dile getirmektedirler.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.