Peygamberimizi, layık olduğu şekilde sevmek

A -
A +
Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: Bir kimse, beni kendi nefsinden, ehlinden ve bütün insanlardan dahâ çok sevmedikce, îmân etmiş olmaz.”   Şüphe yoktur ki, Allahü tealâyı sevenin, O’nun Resûlü’nü de sevmesi farzdır. Ayrıca onun yolunda olan sâlih kulları da sevmesi lâzımdır. Resûlullah’ı çok sevmek lâzım olduğu konusunda, pekçok İslâm âlimi birçok kitap yazmıştır. Her mü’minin Resûlullahı çok sevmesi gerekir. Onu çok seven, onu çok zikreder, anar, çok över. [Bu da zâten îmânının gereğidir. Çok sevmek, kâmil mü’min olmanın da alâmetidir.] Çünkü, başta “Sahîh-i Buhârî” olmak üzere, birçok hadis kitabında yer alan bir hadîs-i şerîfte, “Bir kimse, beni çocuğundan, babasından ve herkesden dahâ çok sevmedikçe, îmân etmiş olmaz” buyuruldu. Ya'nî o kişinin îmânı kâmil, olgun olmaz. Hadîs-i şerîfin diğer rivâyetleri de şöyledir: “Bir kimse, beni kendi nefsinden, ehlinden ve bütün insanlardan dahâ çok sevmedikce, îmân etmiş olmaz”, “Beni ana-babasından, evlâdından ve herkesten daha çok sevmeyen, [kâmil] mü’min olamaz.”Peygamber Efendimizin şâirleri, Câmide, Resûlullahı öven ve kâfirleri kahreden şiirler okurlardı. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem), bunlardan Hassân bin Sâbit hazretlerinin şiirlerini çok beğenirdi; Mescidde bu şâir için bir minber (kürsî) bile koydurmuştur. O, bu minbere (kürsüye) çıkar, Resûlullahı över, düşmânlarını kötülerdi. Resûlullah Efendimiz de “Hassân’ın sözleri, düşmânlara oktan daha te’sîrlidir” buyururdu. Söz buraya gelmişken, burada şu husûsu da belirtelim:“Allah, bir kimseye söz ve yazı san’atı ihsân ederse, Resûlullahı övsün, düşmânlarını kötülesin” hadîs-i şerîfine uyularak, asırlardır Mevlid kitapları yazılmış ve okunmuştur. Türkiye’de her zaman okunan Mevlid kasîdesini Süleyman Çelebi, 15. asırda yazmıştır. Resûlullahı övmek ibâdettir. Mevlid-i şerîf okumak, Resûlullahın dünyâya gelişini, mi’râcını ve hayâtını anlatmak, O’nu hâtırlamak, O’nu övmek demektir... Resûlullah Efendimizi öven çeşitli “Mevlid Kasîdeleri” vardır. Çok meşhûr olan ve Türkiye’de her zaman okunan “Mevlid Kasîdesi”ni Süleymân Çelebi, tâ 15. asırda yazmıştır. Hazret-i Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, “Mevlid okunan yerden belâlar gider” buyurmuştur. Mevlid okumaya karşı çıkan bazı kimseler için belirtelim ki, Mevlid-i şerîf okumak demek; şiir olarak Resûlullah’ın dünyâya gelişini, mi’râcını ve hayâtını anlatmak, O’nu hâtırlamak, O’nu övmek demektir... Arap, Fars ve Türk edebiyâtında, O’nun için pekçok “Na’t” yazılmıştır. Ulemâ-i râsihîn denilen hem zâhir ve hem de bâtın bilgilerinde üstâd ve Peygamber Efendimize vâris olan yüksek İslâm âlimleri, O’nu bütün güzellikleriyle görmüş ve âşık olmuşlardır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.