Ehl-i sünnet i’tikâdının umdeleri -2-

A -
A +
Eshâb-ı kirâmın hepsi cennetliktir. [Bazı bozuk fırkalar, “Beşi hâriç sahâbenin tamâmı kâfirdir” derler. Hâlbuki Kur’ânda, tamâmı cennetlik deniyor.]
 
 
Dünkü konumuza bugün de devâm edelim inşâallah. Ehl-i sünnet i’tikâdının, bazı önemli umdeleri de şunlardır:
7- Kabir suâli ve kabir azâbı haktır.
8- Gaybı yalnız Allah bilir, dilerse Enbiyâ ve Evliyâsına da bildirir.
9- Evliyânın kerâmeti haktır.
10- Eshâb-ı kirâmın hepsi cennetliktir. [Bazı bozuk fırkalar, “Beşi hâriç sahâbenin tamâmı kâfirdir” derler. Hâlbuki Kur’ânda, tamâmı cennetlik deniyor.] (Hadîd,10)
11- Ebû Bekr-i Sıddîk, Eshâb-ı kirâmın en üstünüdür.
12- Mi’râc, rûh ve bedenle birlikte olmuştur.
13- Öldürülen, intihâr eden eceli ile ölmüştür.
14- Peygamberler günâh işlemezler.
15- Bugün için dört hak mezhepten birinde olmak.
16- Peygamberlerin ilki Âdem aleyhisselâm, sonuncusu Muhammed aleyhisselâmdır. [Hazret-i Âdem’in, Hazret-i Şît’in, Hazret-i İdrîs’in Peygamber olduğunu inkâr edenler var. İlk Peygamber Hazret-i Nûh derler. Liderlerine resûl [Peygamber] diyen bazı gruplar da, “Nebî gelmez, ama resûl gelir” derler. Bundan dolayı, Resûlüm diyen zındîklar türemiştir.]
17- Şefâate, sırâta, hesâba ve mîzâna inanmak.
18- Rûh ölmez. Kâfir ve Müslümân ölülerin rûhları işitir.
19- Kabir ziyâreti câizdir. İstiğâse, ya’nî Enbiyâ ve Evliyânın kabirlerine gidip, onların hürmetine duâ etmek ve onların yüzüsuyu hürmetine Allah’tan yardım istemek câizdir. [Buna şirk diyenler var. Bu yüzden Sünnîlere ve Şîîlere müşrik, ya’nî kâfir derler.]
20- Kıyâmet alâmetlerinden olan Hazret-i Îsâ’nın gökten ineceğine, Hazret-i Mehdî’nin geleceğine, Deccâl, Dâbbetü’l-arz ve Ye’cüc ve Me’cüc’ün çıkacaklarına, Güneş'in batıdan doğacağına ve bildirilen diğer bütün kıyâmet alâmetlerine inanmak.
Bir hadîs-i şerîf meâli: “Güneş batıdan doğmadıkça, Kıyâmet kopmaz. O zaman herkes îmân eder, ama îmân artık fayda vermez.” [Buhârî, Müslim]
İmâm-ı A’zam hazretleri “Kıyâmet alâmetlerine te’vîlsiz inanmalı” buyuruyor. (Fıkh-ı ekber)
Güneşin batıdan doğmasını, “Avrupa Müslümân olacak” diye te’vîl etmek, İmâm-ı A’zamın sözüne aykırıdır. Hiçbir muteber İslâm âlimi böyle te’vîl etmemiştir. Nitekim “Salât, duâdır, namaz diye bir şey yok” diyenler de çıkmıştır. O zaman ortada dîn diye bir şey kalmaz. Bir de Avrupa Müslümân olunca, îmân niye fayda vermesin? Güneş'in batıdan doğması, ilmen de mümkündür. Dînsizler i’tirâz eder diye zoraki te’vîle gitmek gerekmez. Allahü teâlâ, dünyâyı şimdiki yörüngesinden çıkarır, başka yörüngeye koyar. Dönüşü değişince, Güneş batıdan doğmuş olur.
21- Âhirette Allahü teâlâ görülecektir.
22- Kâfirler Cehennemde sonsuz kalırlar ve azapları hafiflemez, hattâ gittikçe artar.
23- Mest üzerine mesh etmek câizdir.
24- Sultâna isyân câiz değildir.
(Bu bilgiler, Fıkh-ı Ekber (İmâm-ı A’zam), Mektûbât-ı Rabbâniyye (İmâm-ı Rabbânî), Nuhbetü’l-Leâlî (Muhammed bin Süleymân), Ferâidül-Fevâid (Kâdîzâde İslâmbolî) ve Riyâdun-Nâsihîn (Mevlânâ Muhammed Rebhâmî)’den alınmıştır.)
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.