“Feth-i Mübîn”in yıl dönümü...

A -
A +
İstanbul’un fethi hâdisesi, sadece Türkler ve Müslümânlar nezdinde değil, bütün insanlık nazarında, cihân târihi bakımından da çok önemlidir.
 
Peygamber Efendimizin, “Kostantîniyye elbette fetholunacaktır. Onu fetheden kumandân ne güzel kumandân ve onu fetheden ordu ne güzel ordudur” hadîs-i şerîfinden dolayı İstanbul, Müslümânlar tarafından defâlarca kuşatılmıştır. Ama muhkem kalelerle korunan şehrin fethi, ancak yedinci Osmanlı pâdişâhı Fâtih Sultân Mehmed’e ve onun şânlı ordusuna nasîb olmuştur.
İstanbul’un fethi söz konusu olunca, Fâtih Sultân Mehmed’in yanında, hemen, büyük sahâbî Hâlid bin Zeyd Ebû Eyyûb el-Ensârî (radıyallahü anh), büyük velî Hâce Ubeydullah-ı Ahrâr (kuddise sirruh) ve büyük âlim Akşemseddîn hazretleri de otomatikman hâtıra gelmektedirler.
İstanbul'un fethi, 6 Nisan-29 Mayıs 1453 tarihleri arasında 53 gün süren muhâsaradan sonra gerçekleşmiştir. Binâenaleyh bu sene, “Orta Çağ”ın kapanışı, “Yeni Çağ”ın açılışına başlangıç kabul edilen ve dünyâ târihinde çok önemli bir hâdise olan “İstanbul’un Fethi”nin 569. sene-i devriyesini idrâk etmiş olduk...
İstanbul’un fethi, dünyâ târihinin en önemli dönüm noktalarından biri, Türk târihinin de en müstesnâ olayı sayılarak ona “Feth-i Mübîn” denilmiştir.
Dünyânın en büyük kilisesi (Sainte-Sophie) ve bütün Avrupa’nın ayakta kalan en eski yapısı olan Ayasofya câmiye çevrildi. Fâtih bu ma’bedin kıyâmete kadar “Câmi” kalmasını yazılı olarak vasiyet ve vakfeyledi.
Şerefli atalarımız, kısa zamanda beylik, hânlık [hâkânlık], devlet ve cihân imparatorluğu meydâna getirmişler, hattâ dünyanın en büyük imparatorluklarından birini kurmuşlar, ayrıca bütün Müslümânların başı hâline gelmişler, yanî hilâfet merkezi olmuşlardır. 624 sene üç kıtada at koşturmuşlar, İslâm bayrağını dalgalandırmışlar, asırlarca dünyâya nizâmı onlar vermişlerdir.
II. Murâd Hân’ın oğlu, II. Bâyezid Hân’ın da babası ve Osmanlı padişahlarının yedincisi olan Fâtih Sultân Mehmed Hân, 1431'de Edirne'de doğup bu ayın başında [3 Mayıs 1481’de] Gebze’de vefât etmiştir. Fâtih’in naaşının İstanbul’a getirilmesi 22 Mayıs’ta, İstanbul’u fethi ise 29 Mayıs’ta olmuştur. Bu bakımdan mayıs ayına, “Fetih ve Fâtih Ayı” dense lâyıktır.
Târih kitaplarında da belirtildiği gibi, Fâtih Sultan Mehmed Hân otağını, Topkapı-Maltepe’de kurmuştur. Harpte, Topkapı-Edirnekapı arasındaki merkez cephesini bizzât kendisi idare etmiştir.
Donanmayı, Beşiktaş’tan Haliç’e indiren teknik zekâ, Fâtih’e mahsûstur. Haliç’te, Kasımpaşa’dan başlayarak boş fıçılar üzerinde kalaslar bağlatıp, Kasımpaşa-Ayvansaray arasında 5,5 m eninde köprü teşkil ettirmesi, onun askerî ve teknik zekâsının mahsûlüdür.
Ulubatlı Hasan’ın burçlara bayrak dikmesi ile coşan askerler, delik deşik olan sûrlardan içeri girmişlerdir. 300.000 asker ve 20 parça donanmadan müteşekkil ordunun, yeri-göğü inleten tekbîr ve tehlîl sesleri arasında, öğleden sonra da Fâtih Sultân Mehmed Hân, Topkapı’dan şehre girmiştir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.