HDP’nin “Demokratik Özerkliği” nedir?

A -
A +
HDP-PKK-PYD organizması, terörün şemsiyesi altında “demokratik özerklik” dayatmasını sürdürüyor. Adına “demokratik özerklik” denilen modeli demokratik olmayan yol ve yöntemlerle, terörle, şiddetle, hendeklerle dayatmaya çalışıyor.

Nedir “demokratik özerklik?" Bu kavramla kastedilenler nelerdir? Bu kavramla neler maskeleniyor? Süslü cümlelerle, kavramlarla neler gizleniyor?
Sıralayalım;

Her şeyden önce bu talep; demokratik bir ülkede demokratik bir talebin en üst perdeden en keskin siyasi bir yolla ifadesi değildir. Suriye’yle, Irak’la, bölgesel ve küresel güç denklemleriyle, çıkarlarıyla ilişkilendirilmiş, bütünleştirilmiş bir şiddet ve terör denkleminin dışavurumudur, şiddetin uzantısıdır, şiddetin ifadesidir.

HDP’nin “demokratik özerkliği”;

Yerli değildir, bölge halkının büyük çoğunluğunun talebi değildir, bu toprağın ürünü değildir. Yabancı ellerin çıkarlarıyla şekillenen ve cesaretlendirilen iç savaş provası, provokasyon ürünü, şiddet çağrısıdır.

Hendeklere selam gönderilen, hendeklerdeki silahları ve terörü arkalayan ve meşrulaştıran dil ve tavır, siyasetin değil terörün, demokrasinin değil totaliterliğin ürünüdür. KCK denilen totaliter bir yapılanma olarak tasarlanan modelin türevidir.

Yürütme, yargı, yasama, güvenlik, her türlü kamu düzeni unsurları gibi bir devlet organizasyonunda yer alan fonksiyonel tüm yapıların öngörüldüğü ancak demokratik bir işleyişle değil totaliter bir dayatmayla şekillendirilen dayanağını ve gücünü küresel efendilerinden alan, tek adamlığa bağlanmış yani kuklalaştırılmış, Ortadoğu’nun tanıdık bir modelidir.

Kürt halkının refahı ve mutluluğuna hizmet eden değil, Suriye’de, Irak’ta, Ortadoğu’da çıkarları için her türlü şiddeti yaşatmaktan kaçınmayan, her türlü terör örgütüyle ittifak yapmaktan çekinmeyen devletlerin gölgesinde onların çıkar potasına hizmet etmekten kurtulamayacak bir dayatmadır.

Bölgenin yeni enerji jeopolitiğinden çıkar devşirmek için yapmadığını bırakmayan küresel aktörlerden bağımsızlaşma imkânı olmayan, bir kukla devlet tasarımdır. Mazlum halkları yeniden ayrıştıran, birbirine düşmanlaştıran, sömürgeci efendileri için bereketli topraklarını yemlik hâline getirirken, halklarını köleleştiren tarihî bir oyunun yeni sürümüdür, yeni versiyonudur.

Ortadoğu’ya, daha geniş olarak İslam Coğrafyasına bakışı ve yaklaşımı hiç değişmeyen, sömürgeci damarını ve ötekileştirici tutumunu her daim canlı tutan ülkelerin başkentlerine düzenlenen turların ürünü, bu ülkelerin çıkarlarının uzantısıdır.

Tarih boyu kendi sınırları dışında ve kendi halkları dışında demokrasi için, hak için, adalet için, mazlum halkların zenginleşmesi ve mutluluğu için kılını kıpırdatmamışların, aksine kendi sınırları dışındaki her verimli toprağı iliklerine kadar tüketmek için kendine bağlamayı hedefleyenlerin boyunduruğunda gönüllü sömürgeleşme hamlesidir.

Suriye’de yürütülen; kendisinden olmayan, kendisi gibi düşünmeyen halkları terörle, şiddetle yerlerinden yurtlarından uzaklaştırarak, direnenleri katlederek oluşturulan kantonların Türkiye’de de gerçekleştirilmesi çabasıdır. Bunun için tıpkı Suriye’de olduğu gibi halklar arasında iç savaş yaşatabilmenin kirli tuzağıdır. Tıpkı Suriye’nin Kuzeyinde yaşandığı gibi kendisi gibi düşünmeyen Kürtleri de hedef alan baskıyla, korkuyla, şiddetle, silahların namlusuyla yöre insanını sindirme gayretidir.

Devleti hata yapmaya zorlayan, tıpkı 1990’lardaki gibi yanlış uygulamalara yönelmesini isteyen, kerim devlet yerine yeniden ceberut devlet gibi davranmasını arzulayan ve böylece halkla devleti karşı karşıya getirmeye çalışan ve böylece devletin teröre değil de halka savaş açtığına dayalı kara propagandasını, iftirasını kirli çıkarlarına malzeme edebilme gayretidir.

Doğrudan silahlarla, terörle bağ kurarak, hendek terörünü direniş olarak selamlayarak dünyanın en ileri demokratik ülkelerinde dahi göz ardı edilemez, üzeri örtülemez bir hukuk ihlalinin, bir suçun işlenmesidir.

Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde izin verilmeyecek olan devlet içinde başka bir devlet yapılanmasının terörle şiddetle şehir eşkıyalığıyla dayatılmasıdır. Yöre halkının özgürlüğünün yok edilmesi, iradesine ipotek konulması, geleceğinin başkalarının çıkarlarına bağlanması çabasıdır.

Kirli ve karanlık bir büyük projenin ürünüdür. Yeniden tarihin tekerrürüdür. Osmanlı topraklarını, Ortadoğu’yu küresel efendilerin çıkarlarına göre parçalayan, mazlum milletleri, halkları etnik ve mezhepsel zeminde düşmanlaştırılan ve buna göre yapay ve sahte sınırlar çizen 1916'da imzalanan Sykes-Picot gizli anlaşmasının yeni versiyonunun bir alt tasarımdır.

Kısacası HDP’nin“demokratik özerkliği”; kendi toprağından, taşından, havasından, suyundan, bereketinden, insanından, kurdundan, kuşundan, değerlerinden, inancından özerkleşip, bağımsızlaşıp küresel efendilerin bağımlılığına yelken açmaktır.

Tıpkı “Türkiyelileşme” gibi demokrasi maskeli bu oyuna da gelinmemeli...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.