Ankara’da patlayan bombanın arkasındakiler...

A -
A +

Türkiye hedefte. Türkiye'nin birliği hedefte. Türkiye’nin geleceğinden ürkenlerin çırpınışlarıyla tasarlanan kirli oyunlar karanlık tezgâhlarıyla sonuç almaya çalışıyor. Hedeflenen Türkiye’nin Suriyeleştirilmesi, birliğinin bozulması, ufalanması,  parçalanması. Ankara’da patlayan bombanın hedefinde Türkiye’yi içe kapama, bölgede etkisizleştirme, kurulan ve kurulmaya çalışılan yeni stratejik denklemlerden uzak tutma çabası var.


Ortada büyük bir jeopolitik oyun cereyan ediyor. Esasen enerji savaşının tüm aktörleriyle ve tüm enstrümanlarıyla sahaya sürüldüğü bir dönemden geçiyoruz. Türkiye’ye yönelen terör saldırısı, enerji ajandasından yansıyan bir hesabın ürünü.

Bu hesaba; istikrara kavuşan ve içeride tüm vesayet mekanizmalarını etkisizleştirip küresel manipülasyonlara karşı kırılganlığı dirence ve dayanıklılığa dönüştürmeyi başaran bir Türkiye çizgisi eklenirse, Türkiye’nin niçin hedefte olduğu daha açık anlaşılmış olur...

Terör denklemleriyle, PKK-PYD-DAEŞ gibi terör örgütleriyle önümüze konan ajandada yazılı olanlar enerji hesaplaşmasının, stratejik ve ekonomik hesaplaşmanın ana başlıklarını yansıtıyor.

Buna göre; Türkiye'nin terör sorununu çözmesini istemeyenler harekete geçtiler. Kürt sorununun terör sorunundan ayrılmamasını, çözüm sürecinin istismar edilmesini ve böylece Türkiye'nin önünün açılmasını engellemeye çalıştılar. Bu noktada barış, demokrasi, özgürlükler, yerinden yönetim gibi demokrasi ve hukuk zemininde ülkenin refahı ve huzuru için her zaman ele alınması gereken ve iyileştirilmesi gereken konuların bilinçli bir şekilde terör örgütü ajandasından yansıtılarak asıl meselenin maskelenmesine çalıştılar.

Bu maskeyi, PKK-PYD ikilisi HDP'ye giydirdi ve onun eliyle kullandığı kavramları tüketerek, silah-şiddet dışındaki tüm yolları tıkayarak uluslararası çıkar
denklemlerinin uzantısı, mızrak ucu rolünü yeniden en etkin bir biçimde devreye soktu. Esasen yıllardır içinden uluslararası istihbarat networkünün etkin bir şekilde geçtiği bu terör örgütleri, yeni durumda özellikle Suriye'deki yeni gelişmelerin zemininde yeni pozisyon edinenlerin beklentilerini karşılamaya yöneldi.

PKK-PYD-DAEŞ terör örgütleri eliyle; halklar birbirine karşı düşmanlaştırıldı, kukla rejimler meşrulaştırılmaya çalışıldı, ülke bütünlüklerini dağıtan ve enerji jeopolitiğinin kalemleriyle yeni sınırların belirlenmesine yönelen bir süreç başlatıldı.

Ankara’da patlayan bombanın arkasında bu sürecin izleri var. Kukla rejimlerin eli kanlı aktörleri var. Onların maşalarının kirli elleri var. Ülkesine başka bir ülkeyi çağırarak kendi halkını, kuvözdeki bebekleri bombalatan o ülkenin başkanı değil, başkalarının kuklasıdır.

Esad-PYD iş birliği, Esad-DAEŞ iş birliğinin bir başka versiyonudur. Her ikisi de Esad’ın meşrulaştırılması için en uygun araçlar olarak kullanılmaktadır. Birbirini besleyen bu mekanizma, bölgenin en önemli terör ağıdır. Bu ağdan medet umanlar; hukuku, adaleti, insanlığı hiçe sayanlardır. Dilinden küresel terörü ve bunun tehditlerini düşürmeyenler, bu ağa sarılarak sahteliklerini ortaya koyanlardır.

Bu ağın önemli ayağı olan PYD/YPG, PKK ile anatominin unsurları olarak, el ele ortak bir stratejiyle Suriye’nin terörize edilmiş olan atmosferini Türkiye'ye taşımanın çabasındalar. Ankara’da patlayan bomba ile arzuladıkları bu kirli planın tüm paydaşları tüm rolleriyle sahnedeler...

Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunan partilerin hazırladıkları teröre karşı tepki metnine imza koymayan HDP’nin, patlayan bombanın arkasında öfkeli bir Kürt gencinin olduğunu söyleyen Kandil’deki PKK elebaşlarının, Suriye'de ele geçirdikleri Minnağ Hava Üssünün adını “Serok Apo” (Önder Apo) olarak değiştiren PYD/YPG yapısının; anatomisi bir, planları ortak, dili ve yöntemleri aynı, hedefleri tektir; Türkiye’nin parçalanması.

Başaramayacaklar… Bu milleti ve bu ülkeyi bölemeyecekler… Türkiye’nin Türkiye’den yönetilmesini engelleyemeyecekler… Türkiye’nin yükselişini durduramayacaklar…

Tarih bunun kanıtıdır...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.