Kızlar, duygularını belli etmemeye çalışıyorlardı

A -
A +
Roma hamamlarından birine girerken şarap ve süt kokuları karşıladı gelenleri!..
  Kâbus’un yemek, tatlı, altın, mücevher ve güzel kız laflarıyla hayalleri yeniden tutuşmuş, iyice alevlenmişti. Artık başka bir şey düşünemiyordu. “Ah bu gece ne âlemler, ne çılgınlıklar yapacağım?” diyordu içinden. Birdenbire önüne gelen bu talihi şeytana uyup da kaçırmamış, iyi değerlendirebilmişti. Kısa zamanda zenginliği ve şöhreti nasıl yakaladığını muhakeme edemiyor, bocalıyordu. Kafasında bu sabit fikir, gittikçe altın, elmas, inci, yakut ve çeşit çeşit mücevher oluyor, sandık sandık doluyor, ağırlaşıyordu. Daldığı hayallerinde mest olmuş, tamamen sersemlemiş gibiydi. Güle oynaya geniş mermer merdivenlerden indiler. Uzun, dar pencerelerden süzülen ışık antre ve salonları ışıl ışıl aydınlatıyordu. Kripto hayatında görmediği bu ihtişama, binbir çeşit süslere hayranlıkla baktı bir daha. Hele Kâbus’un oturduğu salon, neydi o öyle? Halılar, duvardaki resimler, vazolar, ağır perdeler, her bir ayağı bir hayvan figürüyle yapılmış masa ve sandalyeler, daha neler, neler?.. Dili tutulmuştu sanki. Kendi şatosunu ve içindekileri hayal etti. Kim bilir ne kadar güzel bir yerdi?.. Etrafında pervane olan birbirlerinden güzel kızlar, hizmetçiler, uşaklar, her hafta düzenleyeceği toplantılar, yemeler, içmeler ve nihayetsiz saadet ve mutluluklar onu bekliyordu. İşte burada, burnunun dibinde. Riske girmeden de olmuyordu ki… Katlarda bulunan Roma hamamlarından birine girerken buhar karışımı, şarap ve süt kokuları karşıladı gelenleri. Dört bölmeden meydana gelen bu hamamın bir havuzu süt, biri şarap, biri soğuk su, diğeri de sıcak suyla doluydu. Her taraf beyaz mermerlerle yapılmış, heykellerle tezyin edilmişti. Her havuzun giriş kapısında ziyaretçileri karşılayan Kripto’nun mermer havası verilmiş parafinden yapılma heykelleri ona verilen değeri gösteriyordu. “Âdeta kendimi, bir rüyanın içinde sanıyorum!” diye düşündü Kripto. Kimseye belli etmeden heykelini yan gözle süzerek ilerledi. Önce şarap havuzundan başladılar. Kızlar, duygularını belli etmemek için de gülüyor, şarkı söyleyip dans ediyor, daha neşeli ve sevecen görünüyorlardı!.. “Bursa fatihi”ne, güzel kokular sürülmüş, beyaz ipekten şık bir gömlek, giydirildi. Kadehler dolduruldu, üst üste ikram edildi. Tam sarhoş olduğuna kanaat getirdikten sonra da, süt havuzuna götürdü, yüzdürdüler. Orada da yarı baygın, yarı uyanık hâlde bir hayli dalga geçtikten sonra, sıcak havuza soktu, iyice uyuşturdular. Kripto, artık tam mânâsıyla sarhoş olmuştu. Başı dönüyor, kulakları uğulduyor, gözleri biri iki, ikiyi de dört görüyor ve reflekslerini kontrol edemiyordu. Kapı arkasından olanları takip eden Kâbus’un adamı, kızlardan birine baktı. “Tamam” mânâsında başıyla işaret verdi. Birinci kadın da ikinci kadına imalı bir bakışla; “Gerekeni yap!” hareketini yaptı. İşareti alan kadın, tereddüt etmeden havuza atladı. Neşeli kahkahalarla, Kripto’ya su atmaya başladı. O da karşılık veriyor, güya eğleniyordu. Başı dönüp suya gömüldüğünü gören kadın, fırsatı değerlendirdi hemen. Eğilip, iki eliyle adamın havuzun içindeki ayaklarını bileklerinden kavradı. Suyun üstüne kaldırdı. Kripto, bu harekete mukavemet edemeden, kayıp suyun içine gömüldü... DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.