Ermeni asıllı generalin korktuğu başına gelmişti!

A -
A +
Erzurumluların bir sel gibi üzerlerine doğru geldiğini nöbetçilerin bağrışmasından anlamıştı!
 
Rus Kafkas Ordusu Komutanı, Ermeni asıllı General Loris Melikof’un korktuğu başına gelmişti. Erzurum’un ayaklanıp bir sel gibi üzerlerine doğru geldiğini nöbetçilerin bağrışmasından anlamıştı. Alelacele silahlarını kuşandı. Yaverine; alarm verilmesini, bütün askerin kaldırılmasını emretti. Emretti ama askerlerin, komutanların çoğu zafer sarhoşuydu...
Deveboynu muharebesinden sonra aldıkları viskinin tesiriyle oldukları yerde sızmış kalmışlardı. Harpler, uzun yol, Osmanlı askerine yaptıkları zulüm, yorgunluk, soğuk, uykusuzluk da eklenince hemen uyanmaları zorlaşmıştı.
Birlik komutanları yaka paça, önünde toplanınca; her birine ayrı ayrı talimatlarını yağdırdı. Sarhoş emir subayı gelince, ona da, hemen “işaret fişeği" atmasını söyledi. Bu bir âdetti. Taarruza uğrayan hemen “işaret fişeği” atarak etrafındakileri imdada çağırırdı.
General, yerinde duramıyordu. Ellerini ovuşturarak bir o yana, bir bu yana gidip geliyordu. O, türlü türlü numaralar peşindeydi. Peşindeydi de hesapta olmayan şeyler olmuş, bütün şehir ayağa kalkmış, planları altüst olmuştu. Bu Türk milleti de canlarına susamıştı. Ölümden korkmuyorlardı. Onları anlamak zordu. Peki ya şimdi ne olacaktı?
Çarın çok iltifatlarına mazhar olmuş, çok madalyalar kazanmıştı. Sıra Anadolu’yu fethetme madalyasındaydı. Mensubu olduğu Ermenilere bir devlet kurup belki ileride başına bile geçebileceğinin hayalleriyle yapamayacağı yoktu. Onun için şimdi fena tutuşmuştu. Sırası mıydı? Bu Türkler de çok oluyordu! Bilaistisna hepsini öldürmek lazımdı. Komutanlara döndü:
- Biraz sonra Osmanlı askerleri tabyanın önünde, iyice harp düzenine girmiş bulunacak. Hadi çabuk olun diyorum sersemler!
- Emredersiniz komutanım!
- Koş! Koş! Daha hızlı!
Gözlerine kaç gündür uyku girmemiş olan general, pek telaşlı ve oldukça da yorgun görünüyordu. Önce çevreden gelen yerli Ermeni ispiyoncuların yardımıyla tabyalara sızmış, hiçbir şeyden habersiz uyuyan askerleri fena hâlde katletmişlerdi. Her taraf kan revan, ceset üstüne ceset... “Hava soğuk olduğu için şimdilik kokmaz” diye düşündü. Düşündü ama korkunç akıbeti aklına geldikçe deliye dönüyordu.
“Mermilerim bitene kadar; ne kadar Türk varsa öldürürüm!”
“Onların eline düşmek istemem!”
“Yamyamlar, çiğ çiğ yerler beni!”
“Hele bir de bu cesetleri görecekler, iflah olmam!”
“Canlı canlı derimi yüzerler!”
“Ellerine düşmektense son kurşunu da kafama sıkarım!”
“Ne güzel gidiyordu!”
“Kim uyandırdı bu barbarları, kim?”
“Birisi aklıma sahip çıksın delireceğim!”
“Petersburg’da villa almıştım, kimler oturacak?”
“Ermenistan kuracaktım, kral olacaktım!”
“Hayallerim, dünyam yıkıldı!”
“Senin ne işin vardı buralarda?”
“Ah! Beyinsiz kafam! Ah!” DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.