"İnsanlara değer kazandıran pahalı elbiseler değildir!.."

A -
A +
Zil çalınca çocukların bir kısmı bahçeye koşarken bir kısmı da Ali’nin başına üşüştü...
 
 
Ali'yi dinleyen öğretmeni onu tebrik etti:
-Maşallah Ali! Okula girmeden kalbimize girdin. Gönül sultanlarımızdan Mevlâna Hazretleri ne güzel söylemiş:
 
Nice adamlar gördüm, üzerlerinde elbise yok!
Nice elbiseler gördüm içinde adam yok.
 
Bazı insanlar dış görünüşlerine ehemmiyet verip düzgün ve pahalı elbiseler giydiklerinde “kıymetli olduğunun” hissine kapılırlar. Oysa insanlara değer kazandıran pahalı ve güzel elbiseler değildir. Kişiyi kıymetlendiren karakteri ve hâl ve gidişatı, davranış biçimleridir. Hareketlerimize, yaşantımıza dikkat edip diğer insanlarla olan münasebetlerimize, ilişkilerimize ehemmiyet verdiğimizde pahalı elbiselerden daha çok değer kazanmamız mümkündür. Dünyada herkes her bakımdan farklıdır. “Mutlak eşitlik” diye bir şey yoktur. Ama “mutlak adalet” denen bir şey vardır ve herkes de bunu bekler. Kimi insanlar yokluk içindedir, üstlerinde kötü elbiseler olsa hatta hiç elbise olmasa da bu kişiler davranışları ile kendilerine hayran bırakırlar. Çünkü mühim olan üstümüzdeki elbiseler değil diğer insanlara karşı olan tutum ve davranışlarımızdır.
               ***
Zil çalınca çocukların bir kısmı bahçeye koşarken bir kısmı da Ali’nin başına üşüştü. Sınıflarına yeni gelen; çokbilmiş bu “rahmet” olup bütün mahlukatın üzerine yağmak isteyen çocuğu daha yakinen tanımak istiyorlardı. Memleketini, nereden, nasıl geldiklerini sordular. Hemşehrileri de bu arada memlekette ne var ne yok suallerine tâbi tuttular. Çocuk bu, döndü dolaştı isimlerini söylemeye gelince manaları da konuşuldu. Hatta bu isimlerin veriliş hikâyelerine kadar uzandı tanışma faslı.
-Ali ismi ne manaya geliyor?
-Hazret-i Ali efendimizin ismi olduğundan babam bilhassa onun hatırına koymak istemiş.
-Bir manası olmalı.
-Yüce, ulu, yüksek manasında bir erkek ismi.
-Bazı isimler var yalnız erkeklere, bazıları sadece kadınlara, bazı isimler de hem erkeklere hem de kadınlara veriliyor.
Her ismin, soyismin bir veriliş hikâyesinin olduğunu Ali ilk defa duyuyor, hayretini gizleyemiyordu. Sırasında oturmaya kabul eden Hasan:
- Ben birkaç amca çocuklarıyla birlikte dedemin adını taşıyorum.
Bir başka çocuk gülerek araya girdi.
- Bana halamın ölen çocuğunun ismini vermişler. Çünkü çok seviyormuş. Şimdi beni görünce hep “oğlum” diyor.
Kızlardan biri söze karıştı. Hep gülüyordu.
- Annemle babamın evlilik yıl dönümünde doğduğum için adımı “Senem" koymuşlar. Yani "evlilik senemiz" demek istemişler.
Sınıf başkanı daha bir teferruatlı malumat vermek istedi. Ali’nin fazla bilmiş havasına karşı o da bilgili görünmek istiyordu.
- Arkadaşlar her kafadan bir ses çıkmasın. Geçenlerde öğretmenimiz ne dedi? “Biri konuşurken diğerleri dinlesin” dedi.
DEVAMI YARIN
 
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.