"Sizden ve Ali arkadaşımızdan özür dileriz öğretmenim..."

A -
A +
İnsan bildiklerinden hareketle birçok bilmediklerini de çözebilme kabiliyetine sahiptir. 
 
Nuri öğretmen, sınıfa şöyle bir göz gezdirdi ve;
-Tekrar ediyorum, kalp kırmak çok kötüdür. Birisinin acı çektiğinden hoşlanmak insanî davranış değildir. Unutmayın kalp kırmak, kırılmak kolay, yapmak ve tamir etmek ise çok zordur. Can yakmak, bir kimseyi üzmek bir dakika alır ve o acıyı unutmak ise bir ömrü... Bilmem ne demek istediğimi anlatabildim mi?
- Öğretmenim özetlemek icap ederse; “her halükârda kim ne yaparsa yapsın, tek başına kalsan da iyilik yap…” demek istiyorsunuz. Ben de söz veriyorum bu esasa ömrüm boyunca uyacağım. Kırmayacağım, kırılmayacağım da…
- Çok doğru anlamışsın Ali. Zaten ilk derse söylemiştiniz; rahmet olup milletin üzerine yağacağını, bu güzel niyetinizi baştan beri biliyoruz.
Sınıf “RAHMET” kelimesini duyunca gayr-i ihtiyarı gülmeye başladı. Önce kıs kıs başlayan gülüşme gittikçe sesli kahkahaya dönüşünce Nuri öğretmen müdahale etme ihtiyacı duydu.
- Çocuklar, gülünecek bir şey yokken böyle yapanlara ne denir biliyor musunuz?.. Bilemezsiniz! “Burada ne işiniz var, doğru Bakırköy’e?” denir.
- Ama hocam bu kadar çok deliyi bir arada tutmak da kolay değil.
- Kolay olmadığının farkındayım Yılmaz!
- Öğretmenim, ne yalan söyleyeyim Ali’ye “Rahmet” diyoruz, diğer Ali’lerden ayırt edebilmek için. Burada ismi geçince de elimizde olmadan güldük! Özür dileriz hem sizden hem de Ali arkadaşımızdan…
- Özür dilemek de bir erdemdir Çağrı. İyi ki izahat yaptın. Ali arkadaşınız da “Bu sözde ne var ki böyle yapıyorlar” diyerek üzülecek, çözüm arayacaktı. Her yerde, her cemaat ve toplulukta olur böyle şeyler, işi iyice aşağılamaya, hor ve hakir görmeye kadar taşımamak lazım. Tehlikeli olan bu. Her neyse Ali’ciğim bu söylediğin çok üstün meziyet. Mübarek olsun evladım. Bu arzu edilen, istenilen; basit ama herkesin yapmakta zorlandığı insani, ahlaki davranıştır. Alan, yaşayan kazanır. Hem bu dünyada, hem de ahirette karşılığını görür misliyle…
- Teşekkür ederim öğretmenim.
- Bilmukabele Ali! Şimdi bazılarınız da içinden geçiriyordur “bu bilmukabele de nedir” diye? O zaman siz sormadan ben sorayım; ne anladınız bu ifademden?
- Öğretmenim, kelimenin lügat manasını tam bilmiyorum lakin önceki cümlelerin gelişinden şöyle anladım: Ben size teşekkür edince siz de “Bilmukabele Ali” buyurdunuz. Buradan hareketle “ben de size aynısını diyorum” demek istediniz gibime geliyor.
- Çok memnun oldum açıklamana Ali. İnsan bildiklerinden hareketle birçok bilmediklerini de çözebilme kabiliyetine sahiptir. Mühim olan, kafayı çalıştırmaya niyetli ve hazırlıklı olmaktır. Bunun için de şimdiden cümlenin akışından, ya da sohbetin seyrinden bilmediğimiz kelimelere mana vermeye, kelime hazinemizi geliştirmeye çalışmalıyız. Yılmaz arkadaşınıza, tahtaya yazdırdığım birinci başlıkta bunu anlatacağımı planlamıştım. Sözümü yerine getirdim.
DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.