Kitap, gül ve çocuk -2-

A -
A +

Kitaba gelince... O ne hazin hikâyedir öyle. Şu günlerde BKY/Babıali Kültür Yayıncılığı, Prof Dr. Mahir Kaynak'ın hatıralarını kitaplaştırdı. İsmi "Yel Üfürdü Su Götürdü." Kitap için mahkeme geçen hafta toplatma kararı verdi. Savcılık dâvâ açma hazırlığında. Bu sebeple adliyeye taşınıp duruyoruz. İyi ki güller mahkûm edilmiyor. Kitap da bir gül eşiti olduğuna göre... Olsun. Güller de toplanıyor; kitaplar da. Biri vazoya konuyor, diğeri zindana. Bugün sadece Dünya Kitap Günü değil. Aynı zamanda "Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı" Eskiden Milli Hakimiyet ve Çocuk Bayramı denirdi. Kelimelerle, mefhumlarla hastalık derecesinde oynuyoruz. Bir yadırgadığımız da tatil israfı. Şu bayramları tatilsiz tembelliksiz kutlamayı ne gün göreceğiz acaba? Çocuk Bayramı dolayısıyla bir eğitim gönüllüsünün takdire layık davranışı hepimizi çocuklar gibi sevindirdi. Bir pazar günü olsun siyasetin, karamsarlığın değil de İbrahim Betil'in manşetlere konuk edilmesi ne iyi oldu. İbrahim Betil, eski bir bankacı. 94 Krizi O'nu bankacılıktan koparmış. O da kendini TEGV/Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfına vermiş. Vesilesi de unutulmaz cinsten. 4 yıl evvel bir ilkokulu ziyaretinde ikinci sınıf öğrencisi bir kız, İbrahim Betil'in boynundaki kravatta gülen çocuk resimlerini göstererek "ama, demiş, bütün çocuklar gülmez ki!". Bu söz üzerine çocukları güldürmek Betil'in hedefi olmuş. Şimdiye kadar 100 bin çocuğa burs temin etmiş. Hedefi 1 milyon. Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı'nın bir milyon çocuğu güldürmek için ter döktüğü gece iki tezada aynı ânda şahit olduk. Bazı şöhret budalası teşhirciler, kendilerinin gözetlenmesinden zevk almanın vıcıklığı içindeyken Tayfun Talipoğlu, NTV'de 4 yaşındaki bir çoban çocuğu konuşturuyordu. 4 yaşında, yoksulluğun beterinde, babasına jandarmanın bağırmasının unutturmadığı ağır yük yüreğinde iken O Anadolu yavrusu, Talipoğlu'na soruyor "Ekmek yer misin?" Bir dalda çıkınına sarılı yavan ekmeğini ikram etmek istiyor. O cömertliği o çocuğa kim öğretti dersiniz. Bu ülkenin varlıkları gülsün. Güller gülsün. Şeffaflaşmanın özlendiği bir zamanda bırakınız insanlar yaşadıklarını yazabilsinler; kitaplar gülsün. Kadınlar gülsün, erkekler gülsün. İstanbul'lu Ayşe, Van'lı Resul gülsün. Vizontele'lerle hatıra imbiklerinden akan gerçekler dile getirilsin, fakat din adamı horlanmadan, din boş verilmeden Türkiye gülsün. 23 Nisan'da bayramlık bayat nutuklar atılarak milli hakimiyetin haysiyeti kurtarılamaz. Çocuklara sahip çıkmak lazım. İşte çalışan kuruluşlar. İşte hedef, işte bir ilk adım. Kemal Derviş 10 çocuğun tahsilini üzerine aldı. Acaba her milletvekili 5, Başbakan 10, Başbakan yardımcıları 7, Cumhurbaşkanı 15 çocuğun yükünü çekemez mi? Böyle bir kanun yapılamaz mı? 31 yıl önce toprağa bir küçük tohum olarak düşüp bugün çınarlaşan Türkiye gazetesi merkezli İhlas Vakfı, yüzyılın ekonomik krizine rağmen binlerce genci okutmakta. Onların aşını, ekmeğini, barınağını temin etmekte. Bu ülkenin çocukları buranın güllerinden, kavaklarından, ahşap konaklarından, minarelerinden... soğuyup da gurbetin horlanma zilletine düşmesinler. Aşağılık duygusunda değil, bu toprağın sesi olacak insanlar, bu çocukların ruhu böyle şekillenmeli. .... TEGV: 0216 492 32 32 İhlas Vakfı: 0212 513 99 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.