Türkiye, sağlıklı demokrasiye lâyıktır

A -
A +

'MHP ile nasıl olacak bilmiyorum?' diyor Devlet Bakanı Kemal Derviş. Sözünün tamamı şöyle: "DSP ve ANAP'tan çok destek görüyorum ama MHP ile nasıl olacak bilmiyorum. Ve devam ediyor "öyle olmasa IMF ve Dünya Bankası ile ilişkiler çok daha iyi gelişecek." Bu satırlardan anlaşılan ne? MHP'nin IMF ve Dünya Bankası ile anlaşmaların önünde engel olduğu... Konuşmanın ne zaman yapıldığına dikkat. Bu dolaylı şikâyet FP'nin kapatılmasının hemen ardından dile getiriliyor. Nitekim dün basında MHP ile alakalı kekre yorumlar dikkatli gözlerden kaçmamıştır. Bir komplo teorisi üretmek gerekirse şöyle sorulabilir mi? FP'nin defteri dürüldü, sıra MHP'ye mi geliyor? Türkiye'nin kaymak tabakasını teşkil edenlerin çok eskilerden beri ısrarla savundukları bir iddiaları vardır. Şöyle derler: "İki parti neyimize yetmiyor? Bir tane sağda bir tane de solda olsa kâfi!" Mucip sebepleri de önemli bir delile dayanır. "ABD'de öyle değil mi?" 12 Eylül darbesi ana fikrinin içinde bu tez de vardır. Sayısı hayli kabarmış siyasi partileri tasfiye ederek ikiye düşürmek. Olmadı... Olamazdı da... Amerika başka, Türkiye başka. Tarihler, kültürler, insan çeşitliliği farklı. Orada Amerikalı var fakat Amerikan milleti yok. Burada ise bir millet mevcut. Futbolumuz, hukukumuz dahi farklı değil mi? Nerde kalsın siyaset farklı olmasın. Buna rağmen kaymak tabaka, lüksün rehaveti içinden baktıkları Türkiye'de sadece iki partiye hayat hakkı tanırlar. Diğerleri lüzumsuzdur. O kaymak tabaka az ancak yönlendirici güçtür. Devlet Bakanının konuşması bize bunları çağrıştırdı. Kastının böyle bir şey olmadığı açık. Ne var ki bir tahammülsüzlük de vakıa. Sayın Derviş kadar çözüm için imkânların altın tepside eline sunulan politikacı olmamıştır. Öyleyse o kadarcık nüansı neden dehşetli bir muhalefet gibi sunmakta? Komplo teorisinden bahsettikse de bu lafın gelişi. Türkiye, akşamdan sabaha ne olacağı net kestirilemeyen bir ülke. Nitekim Meclis'te açsa dahi MHP'de de mütesettir bayan milletvekili var. Diğer taraftan MHP yönetimi, uyum uğruna her türlü tavizi verdi. Tıpkı FP gibi. FP o kadar yumuşak haline rağmen bu neticeye müstahak görüldü. Dün sayın Recai Kutan'ın TBMM genel kurulunda yaptığı konuşmaya öyle zannediyoruz mücerred fikir olarak ele alındığında bütün liderler imza atarlar. O hitabe, bir telkindi. Malum olduğu üzre ölü kabre konunca hocaefendi kabrin başında ona telkinde bulunur. Dün, kürsü, ne yazık ki bir telkin mekânına dönüştü. FP'li 100 parlamenterin oturumu terk etmeleri ise cenaze cemaatinin dağılması gibiydi. Sonuçta demokratik hayatımız kaybediyor. 50 yılda 4 darbe ve defalarca iktidar olmuş bir partinin 4 kere kapatılması. Hukukun kalıba göre biçilmesi vs... Onun için MHP'nin de kerhen kabul edildiği reddi mümkün olmayan acı bir hakikattir. Halbuki partiler, kitlelerin üst platformda temsilcileri. Hiçbir partinin silahlı elemanları yok. Sandıkla gelip, sandıkla gidiyorlar. O halde ne demek "MHP ile nasıl olacak?" Karamsarlığı. Pekâlâ olacak. Derviş bunları söyledi. Öyleyse Kutan'ın dediğine de destek olmalı. Recai Kutan, 'gündemdeki kanunlar çıkmadan TBMM tatile girmesin' demişti. Bir tarafta kaymak tabaka var, diğer tarafta sessiz yığınlar. Sessiz yığınların temsil edilme özgül ağırlığı arttıkça bunun mümessilleri istenmeyen parti haline geliyor. Artık; sırada ne MHP olmalı ve ne de bir başka parti. Bundan böyle sahiden yeni bir dönem başlamalı. Herkes sorumluluğunu bilmeli. Müesseseler yerlerini bulmalı. Çalkantılar sonunda soframıza ekonomik kriz diye çıkageliyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.