Bingöl çobanları da sorumlu değil

A -
A +

Nasıl olup bittiği bir türlü izaha kavuşturulamadı. Meçhul sebepler yüzünden batağa gidilmişti. Ülkeyi bir ânda kriz felaketi ile burun buruna getiren ekonomik çöküntüyü düzlüğe çıkartmak için şükür ki akıllarından geçmesine rağmen memorandum kararı almayan hükûmet, çareyi peş peşe zamlarda buldu. 10 aya yakındır zam sağanağı altındayız. Bir tarafta işsizlik. Bir tarafta düşen gelirler. Bir tarafta alınamayan maaşlar. Bir tarafta her dakika yükselen döviz, bunun karşısında eriyen TL ve dur-durak bilmeyen zamlar. Artık onlar da zam yapmaktan sıkılır oldular ki bu defa bankacılık muameleleri, telefon ve yurt dışı çıkışları gibi bazı kalemlere ek vergiler getirdiler. Arada ne fark varsa. Tabii ekonomistlere sorarsanız kafanızı karıştıran ve asla bir şey anlamayacağınız laflarla çok fark olduğunu anlatacaklardır ama ne yazık ki sonuçta vatandaşın cebinden para aparılmakta. Ötesi ne lazım... Üstelik işin felaket tarafı ABD doları baz alınıyor. Mark veya doların baz alınması ne yazık ki bir çok resmi muamele için mevzubahis. Bazı memleketler, dışarıdan gelen ziyaretçilerden "ayak bastı parası" adı altında para alırlar. Bizdeyse bu yeni uygulama ile sanki "ayak bastı" değil de dışarıya "ayak attı" vergisi getirildi. Her ne kadar "yeni uygulama" dediysek de bunun yeni olmadığını bilenler bilir. Bülent Ecevit'in fi tarihindeki iktidarlarında da bunlar yaşanırdı. Dahası da vardı... Türk vatandaşları ancak 3 yılda bir yurt dışına gidebilirdi. Hani petrolün, ampulün, poşetin margarin yağının, unun, şekerin bulunmadığı Karaoğlan vakitleri. Allah verip göstermesin bu ek vergileri yoksa elektriğin dahi kesintilerle dağıtıldığı o her bakımdan kara günlere dönüş mü takip edilecek? Vergi; ek vergi veya zam. Her ne olursa olsun sonuçta haberleşme ve seyahat hürriyeti engellenmekte. Üstelik ek vergi operasyonu köprülerle çevre yollarına getirilen insafsız 'cezalar'dan hemen sonra vaki oldu. Zam ve vergi politikası hükümet etmenin en sıradan yolu. Bunları gerçekleştirmek için ABD'den adam transferine niçin zahmet edildi? Herhangi bir bakan da pekala bunu yapardı. Bir cepten alıp diğerine koymak için ekonomi sihirbazı olmaya ihtiyaç yok... Tam bir düyun-u umumiye hüznü Ne yazık ki kimse bu ek vergileri doğru- düzgün sahiplenmiyor. Cami önüne bırakılmış bebek gibi bir hali var. Ecevit, kendisine mal edilemeyeceğini iddia etmekte. Anlaşılan "ben sorumlu değilim" demekte. Herhalde bu yolla Kemal Derviş'i dolaylı yolla yıpratmak gibi ince ayar bir politika gütmekte. İyi ama hükümetin başı Derviş değil ki. Doğru, ancak; Düvel-i muazzama'nın desteğinden dolayı sözünün üstüne de söz yok. Ne var ki ekonomiden sorumlu bu bakan dahi göğsünü gere gere ek vergilerin arkasında durmamakta. O da kendini Özal şemsiyesi altına attı. Böylece geniş kitlenin yakınlığını korumak istiyor. Evet, Merhum Turgut Özal da zam yapar ama diğer taraftan istihdam imkânları da hazırlardı. Şimdi hem iş yok hem vatandaş inanılmaz bir şekilde eriyip gidiyor. Onun için kriz çıkalıberi ABD'ye yapılan vatandaşlık müracaatı yüzde 900 artmış. Öyle bir müracaat ki siz ona iltica da diyebilirsiniz. Fakirlik sınırının 683 milyonu bulduğu bir Türkiye'de zam üstüne ek vergi. Sanki kadayıf üstü dondurma. Ecevit'le Derviş öyle sunuyor. Kasıtlarından değil. Fakir-fukaranın halinden habersizler. Bu gidiş nereye? Bu gidişin nereye olduğuna parlamentonun karar vermesi gerekirdi. Lakin o da insana hayret verecek bir kaygısızlıkla tatile çıktı. Analı-babalı öksüzlük bu olsa gerek.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.