Bu memlekette yaşanmaz mı?

A -
A +

Şu günlerde kimle karşılaşsak, sözleşmişler gibi hep aynı cümleyi tekrarlıyorlar. "Bu memlekette yaşanmaz", " bu memlekette durulmaz", "buradan gitmek lazım". Biz de her defasında aynı soruyla cevap istiyoruz "kime bırakarak?". Ne kadar hazin. İnsanlar o raddeye getirilmiş ki her köşe-bucağında hatıraları kazınmış bir vatanı gözden çıkarabiliyorlar, akrabalarından vazgeçebiliyorlar, ölülerini terk edebiliyorlar. Hem de ikinci sınıf vatandaş olmayı, gittikleri ülke insanlarının yapmaya tenezzül etmedikleri işlerde çalışmayı göze alma pahasına. Pazar günü, eski sefir İnal Batu'nun Etv'deki konuşması, kahredici cinstendi. Sayın Batu diyordu ki: "Yabancı ülkelere gitmek için müracaat edenler sabahın altısında o memleket temsilciliklerinin önüne dikiliyorlar. Gayet kötü muamele görmekteler. Hatta buralarda maruz kaldıkları muamele, hakaret sınırlarını bile aşmaktadır. Bazen 30-40 dolarlık dilekçe harcını aldıktan sonra dahi hakaret etmekteler." Kısacası İnal Batu'nun dediği şu, bu memleketten kaçmak isteyenler konsolosluk ve büyükelçilik önlerinde öyle bir yoğunluğa ulaştılar ki artık oradaki görevliler, ev sahibi ülke insanlarını kapılarından kovmaktalar. Bilhassa gençler, kaçmanın yollarına bakmaktalar. Türlü vasıtalarla sadece ABD'ye gitmek isteyenlerin 3 milyonu bulacağı tahmin edilmekte. Elâlemin önünde küçük düşmekteyiz. Dünya, gazete manşetlerimize bakarak layık olunan notu vermekte. Acaba yabancı yatırımcının rüşvete zorlanma yüzünden terk ettiği ikinci bir memleket daha var mı? Belki eski Sovyet cumhuriyetleridir. Oralarda dahi bu kadarı şüpheli. Yabancı sermaye gelsin diye her yol denenmekte. Geldikten sonraysa, hediye, bağış, komisyon ve yolsuzluklarla canlarından usandırılmaktalar. Bunların hepsi rüşvetin dolaylı isimleri. Kılıf. Hale bakınız ki Türk vatandaşları rüşvetten bıktırıldığı gibi yabancılar da yıldırıldı. Rüşvet öyle. Zina mezarlıklara kadar sıçramış bulunuyor. Eğitim, olabileceği en perişan vaziyette. Milli Eğitim Bakanı istediği kadar aksini iddia etsin. 8 Yıllık eğitim kısa sürede iflas etmiştir. Şu sonuçtan sonra Metin Bostancıoğlu'na düşen istifaydı, konuşmak değil. Öbür taraftan şartla salıverilen ıslahı gayri mümkün bazı kimseler, kısa aralıklarla cinayet işlemekteler. Onlar, iş adamı veya polis öldürürken kendilerini dışarı çıkartanlardan Rahşan Ecevit dahil kimse suçu üstüne almamaktadır. Cezaevleri, grevcileri bir türlü aşamadığı gibi silah deposuna da çevrildi. Ne yazık ki vatana bağlılık hissi, ahlak, eğitim, adalet ve ekonomi çökmüştür. Bugün bu çöküntünün altındayız. Çare bulması gerekenlerse alay etmekteler. Türkiye'ye büyük ümidlerle kabul edilen, ikinci başbakan itibarı gören Kemal Derviş ülkemizi, Birundi ve Afganistan'dan daha iyi gördüğünü söylüyor. Bu söz, kendisine en büyük engeldir. Politik yürüyüşünün her kademesinde karşısına çıkacak. O'na düşen böyle soğuk şakalar değil. Bu halk Birundi'nin nerede olduğunu, nasıl yazıldığını dahi bilmez. Adalet, ahlak; sosyal yapı, para onmaz yaralar almış. Ümid diye gönderilenler sonunda istihzaya başlamışlar. Onun için insanlar yurtdışına kaçıyorlar. Tarihin büyük göçlerinden birini mi yaşıyoruz, yoksa buralar boşalıyor mu? İkinciyse Türkiye toprakları üzerinde gözü olanlar acele etmesinler. Nasılsa ülke vatandaşı dışarı kaçma yarışında. Hiç acele etmesinler. Böyle giderse bir zaman sonra tarihi arzularına nail olabilirler. Evet; acı, çıplak, inkâr edilmez manzara bu. Şimdi size dönüyoruz... Kötülüklerle uğraşmak yerine terk edenler kervanına mı dahil olacaksınız? Yoksa bizim gibi düşünerek aynı soruyu mu soracaksınız? -Kime bırakalım? Zor zamanın ve zor şartların adamı olmak bir tercih meselesidir. Toprağı vatanlaştıran da yaşanmaya layık kılan da onlar. Milyonlarca insanın kaldırımlarda yattığı, 1 dolar için cana kıyılan, geceleri sokaklarına çıkılamayan, ticaret merkezlerine uçaklı saldırının yaşandığı uzak diyarlar da cennet değil. Her şeyin başı sevgi. Sevgi olursa her zorluk aşılır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.