İslamı temsil meselesi

A -
A +

Şu terörist saldırıdan sonra düşünülmesi gereken bir mesele de İslamı temsildir. Bunun üzerinde çok durulması hayli kafa yorulması lâzım. Bir temsil boşluğu var. Gerek siyasi ve gerekse ferdi planda İslamı kim temsil edecek? Hangi devlet? Hangi kişi... Veya kişiler? İslamı temsil, bir ihtiyaç mı? Evet, ihtiyaç. Temsil mekanizması aynı zamanda birliği temin ederdi. O yok. Temsil de yok, birlik de yok. İslâm, fakat hangi İslam? Bir Müslümanlık olarak bilinen yol var; Peygamberimiz Muhammed aleyhisselamı, 4 büyük halifesini, istisnasız olarak O'nun eshabını, 4 büyük mezhebi, onların yolundaki âlim ve evliyayı tanıyıp seven. Şeriat, tarikat, hakikat vakıasını yerli yerine oturtan, herkesin, her canlının ve her inanç sahibinin haklarına hürmetkâr orta yol İslamı, ehli sünnet ve cemaat Müslümanlığı. Her türlü aşırılığa, fitne yani bozgunculuğa, karşı olan... İdareye itaati telkin eden İslâm. Buna karşılık harici var, mutezile var, cebriye var, şia var, vehhabi var. Ve son bir asırda hızlanan, başlangıcı İbni Teymiyye'ye dayanan faaliyetler. Cemaleddini Efganiler, Abduhlar, Reşid Rızalar, Seyid Kutuplar, Hamidullahlar, Mevdudiler vs. Ve sahte şeyhler uydurma tarikatler, dejenere mutasavvıflar. Derken Talibân ve Üsame bin Ladinler... Hepsi 1.5 milyarlık İslam dünyasında ve koskoca bir coğrafyada. Bunlardan hangisi İslamı temsil edecek? Hangi kıyafetteki kişi veya kişiler? Entarili, sarıklı sakallı mı, yoksa İslamiyeti kalıp işi değil de kalb işi olarak görenler mi? Kim? Tarihin hiçbir döneminde İslâmı temsil etmemiş olan İran mı? Hac ve petrol zengini Suudi Arabistan mı? Perişan Afganistan mı? Laik Türkiye mi? İslamı kim veya kimler, hangi kişiler, hangi müesseseler ve hangi devlet temsil edecek? Net konuşmaktan ürken Türkiye Diyaneti mi? İran ayetullahları mı? Afganistan uleması mı? Müslümanlar şaşırtıldı, şaşkınlığa düşürüldü. Bunu batılı yöneticiler yaptılar. İslam inanç ve amelini bozan kişi veya gruplara ya destek oldular veya saf, temiz hakiki İslama kasıtlarından böylelerini yetiştirdiler. Şimdi Batı kendi yetiştirdiği silahlarla vurulmakta. Bunu böylece bilmeli. Çünkü İslamı temsilsiz bıraktılar. Tabiat, boşluk kabul etmiyor. Doğan boşluk, bir takım nâehil kimseler tarafından doldurulmak istenmekte. Muhatap, diyaloğun ana unsuru, Avrupa, Amerika farkında değil ama İslam adına muhatap bulmaktan mahrumlar. Bir diğer söyleyişle Müslümanlar kendilerini, haklarını, doğrularını, tezlerini, iddialarını Avrupa, Amerika... dünya devlet ve kurumları nezdinde temsil edecek mümessile sahip değilller. Hadisenin can alıcı noktası budur. Boşluk ehli tarafından doldurulmadıktan sonra kavga bitmez. Boşluk kavgaya yol açacak. çıkan kavga ile mazlumlar artacak, bu da yeni düşmanlıklar doğuracak. İnsanlık bugün nasıl kurşun sıkacağını düşünmekten çok, niçin bu hallerin zuhur ettiğini araştırmak zorundadır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.