Bir maceranın peşinde sürüklenmek

A -
A +

Birkaç Talibân askeri, ellerinde silahlar karşılarında iki sivil. O askerler, bu sivilleri kurşuna dizecekler. Suçlularmış. Kurşuna dizilecek kişiler kendilerini kurşuna dizecek askerlerle onların elindeki silahlara korkuyla bakıyorlar. Derken tetiğe basılıyor ve iki zavallı adam yere yıkılıyor. Dini bilgisi en zayıf olanlar bile bilir ki kurban kesilirken kurbanlık hayvanın bile gözleri bağlanır. Naklettiğimiz hadisede ise her ne olursa olsun iki insan en gaddar şekilde öldürülüyor. Keza topuğu görünüyor diye bir kadın sokak ortasında bağırtıla bağırtıla kırbaçlanıyor. Bunları tv'de seyretmiş olmalısınız. İşte Talibân bu... Bir marjinal grup. Afganistan'ı ele geçirmiş, sığ idraklerine göre İslamı uyguluyorlar. Onların inançta ateşleyicileri Vehhabilik, Mevdudicilik vs. gibi reformist hareketler ki bu hareketlerin kaynağı da gerçeğe bakarsanız tarihin derinliğinde yine batı. Talibân'ın Sovyetlere karşı hazırlanmalarının ABD eliyle olması gibi. Amerika, 11 Eylül tarihinde ağır bir saldırı yaşadı. Bu ülke maddi-mânevi büyük kayıplara uğradı. Beyazsaray, terörist hareketi Üsame bin Ladin'in yaptığını iddia etmekte. Olabilir. Zira O'nu da kendileri yetiştirdiği için herkesten daha iyi tanıyor olabilirler. Talibân, suçlu ilân edilen kişiyi vermeyince nihayet 7 Ekim 2001 Günü tarih oldu. ABD, dün Afganistan saatine göre gece yarısından önce Kâbil, Kandehar gibi Afgan şehirlerindeki havaalanlarıyla hassas noktaları vurmaya başladı. Talibân'ı devirmek ve Kuzey İttifakını iktidara getirmek isteniyor. Üsame bin Ladin'inse Hindukuş dağlarında olduğu zannediliyor. Oraya dönük olarak bir faaliyet yok. Maalesef Afgan halkı ziyan görüyor. Onlar iki ateş arasında. Bitmiş, tükenmiş bir ülke, Ruslardan sonra iç harpten, onlardan daha sonra Talibân'dan çekti. Şimdi de ABD güdümlü harekâtla bomba, füze, mermi yemekte. Zavallı, Afganistan, zavallı, Afganlılar. Şunu Amerika nasıl izah edecek? Bin veya beş bin kişilik bir komando tabur yahut alayı ile Üsame bin Ladin'in peşine düşmek varken neden yoksul toprakların bombalanması? Talibân'ı devirme iddiası inandırıcı olmaz. ABD, her yıl değişik coğrafyalarda ince taktiklerle birkaç idareyi alaşağı etmekte. Burada da aynı metodu izleyebilirdi. Yapmadı. Sebep, kendi kamuoyunu tatmin. O yüzden "terörizmle savaş" diyor. Oysa terörle savaşılmaz mücadele edilir. Bize kalırsa Washington, ihtilafa benzin dökmüştür. Daha ilk geceden ortaya yeniden bir Afgan dramı çıktı. Afganistan'a atılan bombadan çok zar... ABD kumar oynuyor. Bir metod hatası içinde. Bu yolla mazlumları ve muhaliflerini çoğaltacaktır. Herhalde düşmanı Ladin de boş durmaz. O'nun da her türlü çılgınlığı yapması mümkün. 11 Eylülden bu tarafa az bir zaman geçmemesine rağmen ABD öfkesini yenemedi. Beyazsaray bir bakıma popülist davrandı. Ve 7 Ekim Pazar günü mukabil saldırıyı başlattı. Savaş çıkmamalıydı. Üzgünüz. Çok kan dökülebilir. Dram tekrarlanıyor. Talibân'ı devirebilirler. Bu mümkün. Fakat Üsame bin Ladin'i yakalamak kolay olmayabilir. Belki uzun bir zaman bunu başaramayacaklar. O zaman Amerika'nın prestiji ne olur? Amerika mağdur olarak kalsaydı kendisi için daha iyi olurdu. Dünya için de iyi olurdu. Ankara, son derecede dikkatli olmalı. Asla bir figüran durumuna düşmemeli. Sonuçta Amerika-İngiltere ikilisinin başını çektiği bir eylemle bölge hakimiyet altına alınmak isteniyor. Hedef budur. İç kamuoyunun tatmini gibi meseleler dahi ikinci derecedendir. Bu yüzden Türkiye, tarihi günlerde tarihi rol oynayacak derecede dirayetli, basiretli ve akıllı hareket etmelidir. ABD, zarı atmış ve bir maceranın peşine düşmüştür. Yeni bir Vietnam mı, yeni bir Afganistan mı, yeni dünya düzeni mi?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.