İnsanlar konuşa konuşa....

A -
A +

Rauf Denktaş, Klerides'i adada yüz yüze görüşmeye davet ettiği mektupta unvan kullanmamıştı. İki lider, 4 yıl sonra 4 Aralıkta bir araya geldiler. Buluşma mekânları Yeşil Hat üzerindeki bir ev oldu. BM temsilcisi de Soto da müşahid sıfatıyla oradaydı. Bu tip toplantıların bir iç yüzü bir de dış yüzü vardır. Her şey dışarıdan göründüğü gibi resmi cereyan etmez. Sıfatları ne olursa olsun netice itibariyle iki eski arkadaş buluştular. Üstelik yaşları kemale ermiş iki kişi. Müzakere kısmına geçmeden önce mutlaka 'hiç değişmemişsin' veya 'aman kilona dikkat et' hatta torunlara dair havadisler bile konuşulmuştur. Barış yolunun açılması da zaten bu yumuşak havayla mümkün olabildi. "İnsanlar konuşa konuşa..." sözü boşuna edilmemiş. Denktaş, doğan havadan iyi istifade etti. Mektubunda unvan kullanmaması bir inceliktir.. Konfederasyon yerine kimsenin itiraz edemeyeceği yeni bir teklif olan içte eşit yapıda, dışta tek temsile dayalı Kıbrıs Birleşik Devletleri fikri de yeni ve şık bir görüştür. İyi niyetle başlatılan görüşme, 15 Ocak 2002'de tarafların ön şartsız olarak tekrar buluşmaları kararıyla noktalanırken Rauf Denktaş, hassas ânlar psikolojisini fevkâlade ustalıkla kullanarak âni bir hamleyle Klerides'e dönüp -muhtemelen- şöyle demiştir "Glafkos, biliyor musun bay de Soto, yarın akşam yemeğinde ben de; sen de gelsene...!" Denktaş, sıradan gibi görünen fakat samimiyetinden dolayı son derecede güçlü bu surprizi yaparken aynı zamanda karşısındakinin gözlerini de okumuştur. İşte her şey o birkaç saniyededir. Beklenmedik teklifin uyandırdığı kararsızlığı Türk lider, hemen yakalayarak iyice dostluk havasına sokmuştur. "Gel gel; imambayıldı, ekmekli kadayıf var... seversin sen bunları..." O esnada üçlü arasında küçük kahkahaların atıldığı da belli. Mönü, belki önceden kararlaştırılmıştı, belki de o ân dile geldi. Karşısındaki bir eski arkadaşıydı. Neye düşkün olduğunu da biliyordu. Herhalde daveti de Rumca yaptı. Çünkü imambayıldı Rumca'da küçük bir kısaltmayla aynı 'imam' kadayıf da yine 'kadayıf'. 5 Aralık yemeği önemliydi. Hakkı teslim etmek lazım. Klerides de gelirken arabasından forsu çıkartarak bir arkadaş ziyareti havası verdi. Ve böylece çeyrek asrı aşkın bir zaman sonra resmi sıfat sahibi bir Rum, ilk defa KKTC tarafına geçmiş oldu. Önümüzdeki günlerde de Denktaş, iadeyi ziyarette bulunacak. Hadisede püf noktası, diyalog ve bu diyalogda seçilen üslup olmuştur. Bu meselenin artık sürüncemeden kurtulması şart. 15 Ocak 2002'de Denktaş 77. Klerides 83 yaşında olacaklar. Barışa imza atamazlarsa yazık olur. Kıbrıs Birleşik Devletleri teklifi de son derecede makul. Üstelik iki tarafın da menfaatine. İmambayıldıyı, kadayıfı... mutfaklara hediye eden ninelerimize rahmet diliyoruz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.