LDP'nin teklifi

A -
A +

İsrail halkının kabahati, geçmişte uyguladığı şiddet yüzünden kendisine "kasap" lakabı verilen Ariel Şaron'u hak etmediği bir yere taşımak oldu. Böyle olacağı belliydi. Huylu huyundan vaz geçmez. Irkçılığı saplantı haline getirmiş bir politikacının militanlıktan vaz geçmesi de beklenemez. Her şey oturmaya yüz tutmuş, sular durulmuş, barış yolunda çok mesafeler alınmışken Şaron'un İsrail başbakanlığını ele geçirmesiyle bunların hepsi günbe gün geriledi ve nihayet bitme noktasına geldi. Biten Filistin milleti değil. Onlar o toprakların sahibi. Tarihin eski devirlerinden beri oradalar. Biten barış, huzur, insanca yaşama. Bitiren de Şaron oldu. Şiddet, şiddeti davet etti. Onun bir milletin haklarını çiğneme siyaseti, o milletin gençlerini intihar saldırılarına yöneltti. Ve bu yüzden de mücadele giderek tırmandı. Şaron'un elinde benzin tankları yangına serpmekle meşgul. Herhalde bunu bir hükümet prensibi olarak uyguluyor. Filistinlilere hayat hakkı tanımak istemeyen yahudi lider, onları şiddete sevk ederek kendini haklı konuma getirip zor kullanmak istemekte. Buna büyük ölçüde de muvaffak oldu. İsrail başbakanı, yok etme taktiği içinde. Filistinlileri vatanlarından etmek istiyor. Bu isteğine kavuşması elbette mümkün değil ama mücadeleyi çığırından çıkarttığı âşikâr.. Devletlerinden servetlerine kadar neleri varsa kaybeden Filistinliler artık Yaser Arfat'ı da tanımıyorlar. Bundan böyle kana kan sloganıyla hareket edecekleri belli. Bu da problemin silahla çözülebileceğini savunan şiddet yanlısı örgütlerin işine gelmekte. Bundan sonra Ortadoğuda her şey olabilir. Ne yazık ki bölge, barut fıçısına dönerken Amerika, BM'nin İsrail'i kınama kararını veto ederek lafla dahi bir müeyyideye muhatap olmasına rıza göstermemektedir. Bunlar olurken bölgenin güçlü ülkesi Türkiye'de partiler, genel-geçer meselelerle meşguller. Sudan ve sıradan iddialarla zihinler meşgul edilmekte. İsrail-Filistin çatışmasının muhtemel sonuçlarına dikkati çeken tek parti LDP oldu. LDP, 'Besim Tibuk' imzasıyla Amerikan Başkanı Bush'a yolladığı mektupta haklı olarak şu ihtarı yapıyor; "..... Ortadoğudaki trajik olaylar ve şiddetin tırmanması yakın zamanda kontrol edilemez hale gelebilir". Bu teşhis, tam isabettir. Kimse oralı olmuyor, Beyazsaray, İsrail şahinlerine kıyamıyor kaygı yerindedir. Çare? Çare, aklı selim. Araya insanların girmesi, arabuluculuk yapmaları, kaybedilen hakların iadesi, şiddetten vazgeçilmesi. Teröre arka çıkılmaması. Peki araya hangi şahsiyet girmeli ki netice alınabilsin? LDP bir isim düşünmüş; Bill Clinton... LDP, G. W. Bush'tan selefini olağanüstü yetkilerle donatarak özel temsilci statüsüyle Ortadoğuya yollamasını tavsiye ediyor. Hatta mektupta tavsiye kelimesinin yerine 'rica' kullanılmakta. Teşhis de teklif de mükemmel. İnşallah bu sese kulak verirler. Vermezlerse Amerika'nın da bölgenin de başı ağrır. Bu mektup, LDP'nin üçüncü puan alıcı çalışmasıdır. İlk ikisi, Çeçenlerle Ruslar arasında arabuluculuk ve Özbekistan Erk Partisi lideri Muhammed Salih'in serbet bırakılması için Çek hükümeti nezdinde yaptığı teşebbüslerdir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.