Kadir ağabeye taziye

A -
A +
İstanbul Hukuk Fakültesinde talebeyken aynı zamanda MTTB'ye gider, Kitap Kulübü'nün dâvet ettiği fikir adamlarını dinlerdik. İlk defa burada gördüğümüz Kadir Mısıroğlu, İstanbul'a gelmeden "Lozan Zafer mi, Hezimet mi?" adındaki büyük eseriyle tanıdığımız bir imzaydı. Yakışıklı, hitabet kabiliyeti ve asabiyet-i diniyyesi yüksek bir konuşmacıydı. İslamiyet'ten, Osmanlıdan, Türkçe'den ve milliyetimizden zerrece taviz vermezdi. Hukukçuydu. Fakat hukuk mesleğine değil fikir hayatına intisap etmiş, tarihte derinleşmişti. Erken yaştan bugünlere kadar kalemi ve kelamıyla araştırmaya dayanan, ezber bozucu çok sayıda kıymetli eserler telif etmiş, çok sayıda konferanslar vermiş, Rıza Nur'un çok ses getiren "Hayat ve Hatıratım" adlı üç cildlik hatıralarını neşretmiştir.1970-71'lerde Milli Türk Talebe Birliği'nde kendisini pürdikkat dinlerdik. Resmî tarihin yalanlarını tek tek gözler önüne sererdi. Hiçbir zaman ve mekânda sözünü dudaktan, gözünü budaktan sakınmadı.Üniversite yıllarımız, Türkiye'nin felaket günleriydi. Anarşi tırmandı, 12 Mart 1971 Muhtırası verildi. Süleyman Demirel hükümeti çekilmek zorunda kaldı. İliklerine kadar CHP'li olan Nihat Erim istifa ettirilerek bir günde tarafsız yapıldı. Atilla Karaosmanoğlu, Dünya Bankasından getirilip yeddi emin gibi başbakan yardımcısı yapıldı. Örfi idare/sıkıyönetim ilan edilmişti. Eskişehir Sıkıyönetim Komutanı İrfan Özaydınlı'ydı. Katı Kemalist, katı CHP'li, katı laikçiydi. Sıkıyönetim bölgelerinde askerî mahkemeler kurulmuş, asker olmayan kimseler hakkında askerî olmayan fiillerinden dolayı yargılama yapılıyordu. Fakat vahamet bu kadarla kalmadı. İrfan Özaydınlı, dağa adam kaldırırcasına başka yargı bölgesinden insan kaçırıp emrindeki mahkemeye çıkarttı.Bütün hukuk sistemlerinde tabiî hukuk ve kaza bölgesi yahut yargı çevresi denen bir mefhum vardır. Zanlı, itham edildiği fiilin işlendiği yerdeki mahkemede hakim önüne çıkartılır. Fakat İrfan Özaydınlı zorbalığı, bu hukuk umdesini hiçe sayarak İstanbul'a gönderdiği inzibatlarıyla Kadir Mısıroğlu'nu Eskişehir'e kaçırmıştı. Kadir ağabey, nasıl işkencelere maruz kaldığını, neler çektiğini serbest bırakıldığında Vilayet Handaki  Sebil Yayınevi'nde bize anlatmıştı. Hayatını kurtarmak için yurt dışına çıkmak zorunda kaldı. Vatandaşlıktan ihraç edildi. Çok sevdiği ve hayatı ve hürriyeti pahasına haklarını müdafaa ettiği Hanedan'la aynı akıbete uğramıştı. Vatan hasretiyle uzun seneler Fransa ve Almanya gibi memleketlerde ikamet mecburiyetinde kaldı. Fakat hiçbir zaman ve hiçbir şart altında hizmetten geri durmadı. Şimdi merhum olan  Ahmet Ünal Yükler ağabey anlatmıştı. "Fransa'ya gidecektim. Hocam Hüseyin Hilmi Işık Beyi ziyaret ederek arz ve dua istedim. Bana dediler ki: Fransa'da Kadir Mısıroğlu'na da git. O, bir  mücahiddir."Kadir ağabey, bir abide şahsiyettir. Bugünkü devlet kadroları ve nesillerin üzerinde yetişme hakları vardır. Son senelerde ekranlarda 40 sene önceki aynı celalet ve aşkla hakikatleri dile getirip, milyonları gerçeklerden haberdar ediyor.Üstadın ancak hacimli bir kitapla anlatılacak çile ve imtihanlarla dolu bir ömrü var. Allahu âlem indi ilahide derecesinin daha da yükselmesi murat edilmiş ki kader, dağına göre kar yağdırdı.Kadir Mısıroğlu, oğlu Mehmet Selman'ı kaybetti. Evlat acısı, muhakkak ki acıların en çetini. Ama eminiz ki kavi îmân ve tam teslimiyet sahibi o güzel Müslüman, sabrıyla bu imtihanı da vermiştir.Allahü teâlâdan kardeşimize rahmet, ana-babasıyla, aile ve sevenlerine başsağlığı ve Kadir ağabeye bütün projelerini eda edebileceği sıhhat dolu çok seneler diliyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.