Bir daha kavga etmemek üzere barışmak

A -
A +
1925'ten beri süren ihtilaf ve 1984'ten bu yana gelen silahlı çatışma, Türklere de Kürtlere de çok pahalıya mal oldu. Bu memleket, 40 bin vatandaşını yitirdi. Bunların bazısına terörist veya militan bazısına şehit demek, neticeyi değiştirmez. Her ölen bu vatanın insan unsurudur. 40 bin kişi de sakat kalmıştır. Birkaç 40 bin de yerinden yurdundan oldu. Hayatlar söndü, ocaklar yıkıldı. Gencecik kadınlar dul, çocuklar babasız, analar-atalar evlâtsız kaldı. Güneydoğu ihtilafı, Çanakkale ve Sarıkamış'tan sonraki üçüncü büyük felakettir.Bu dramın tiyatrosu, romanı, şiiri ileriki zamanlarda yazılır. Dün elleri birbirinin gırtlağında olanlar, o gün kirlenmiş mazi için birlikte ağlarlar...Şimdi onca karanlık günlerden sonra bir barış şafağındayız.Bu toprakların çocukları, Türkler ve Kürtler 1071'den 1925'e kadar birbirlerini incitmediler. Ne zaman ki devlette gerileme başladı, 19. Asrın başlarından itibaren sürtüşmeler de doğdu. Emperyalist sömürgeciler, Türkiye'ye girmiş, bir uçtan bir uca mektepler açarak misyonerlik faaliyetleri yürütüyorlardı. Nihayetinde bir İngiliz projesi olarak Türklerle Kürtlerin arası açılmak istendi. Onları bir arada tutan ne varsa o değerleri devre dışı bıraktılar. Önce Türkler dinsizleştirilmek istendi. Elli yıl sonra da Kürtler dinsizleştirilmek istendi. Bir taraf Türkçü, laik, Kemalist; diğer taraf Kürtçü Marksist, seküler yapılıyordu.Bir taraf Tek Partilileştirildi.Diğer taraf da kendi ekseninde Tek Partilileştirildi.Bunlar, vuruşuyor, kavga ediyor, zulmediyordu. Savaşı meslek edinmişlerdi. Bu noktada halk sağlam durdu. Her şeye rağmen, bütün acıları çekme pahasına halk, yek diğerine düşman olmadı. En büyük tehlike olan iç savaş böylece çıkmadı. Kemalist Türkçülüğün hedefi dinsiz bir Türk ırkıydı. Sosyalist Kürtçülüğün hedefi de dinsiz bir Kürt ırkıydı. Suretin sureti kalmış olsa da İslam terbiyesi almış olan Türkler de Kürtler de bu ideolojilerden uzak kaldılar.Her şeye rağmen, din kardeşliği yaşadı.Projeler, zulümler, katliamlar, kayıplar oldu fakat o kardeşler bağırlarına taş basıp sabrettiler. Nihayet aklı selim, galip geldi.Bizzat Kürt partisinden açıklama yapılıyor:-Elde silah olmasının mânâsı kalmamıştır. Bundan böyle fikrî, siyâsî ve demokratik mücadele yapılacaktır.Görünen o ki  örgüt silah bırakacak. Bunun için seçilecek tarihin nev-rûz olacağı bellidir. Herkes ümitli, herkes sevinçli.Şu var ki ümitler ürkek, sevinçler tedirgindir. Bu toprakların kardeşliği başka iklimlerde rahatsızlığa yol açmakta. Bu sebeple kaygımız, endişemiz yok, diyemeyiz. 6-7 Ekim isyanı nasıl tezgâhlandıysa bir benzeri yine beklenmedik bir ânda patlak verebilir. Bundan dolayı el çabuk tutularak barışa dair, kardeşliğe dair ne yapılacaksa önümüzdeki bahara kadar yapılmalı. Unutmamalı ki hayırlı işin manisi çok olur. Bu yıl bahar barışla tanışsın; bahar barış olsun. Silahlar terk edilsin. Bin yıllık kardeşlik, yine aynı değerlerle, aynı güzelliklerle başlasın. Adalet, insaf, vicdan ve muhabbet hakim olsun.Yirminci asır, ilk gününden son gününe kadar kayıp yıllarımızdır. Yirminci asır, bizim için ölü zamandır. Bu barış, bu sulh; bir yirminci asır muhasebesidir. Dış kaynaklı bir hain oyunun, bir zalim projenin bozulmasıdır. Bu barışın temeli öyle akıllıca ve sağlam atılmalı ki kavganın k'sı dahi bu iklimde kendine yer bulamasın.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.