Millî Eğitim Şûra Kararları

A -
A +

Antalya'da mesai yapan 19. Millî Eğitim Şûrası, 179 Tavsiye Kararıyla toplantısını bitirdi. Türkiye'de baskın güç olduğu için oldum olası hep YAŞ/Yüksek Askerî Şûra kararları gündeme otururdu. O dönemlerde MEŞ/Millî Eğitim Şûrasının lafı bile edilmezdi. Şimdilerde darbecilik illetinden kurtarılan ordu, asli vazifesine dönünce eğitim ordusunun yüksek istişare makamı MEŞ'in varlığı da kararları da fark edilir oldu...

Kendisi de bir eğitimci olan Millî Eğitim Bakanı Prof. Dr. Nabi Avcı'nın da kastetmek istediği gibi istişari kararlar, kanun veya nizamname/tüzük hükmünde değildir. Yüksek organ, tavsiye eder, icra kuvveti zaman, mekân, keyfiyet, denklem ve düzlemini esas alarak öncelik esasına göre uygulama yoluna gider..

179 Tavsiyenin tamamını buraya alıp tahlil etmemiz mümkün değil. Bilhassa dikkat çekici olanlar üzerinde duracağız...

Umumi hükmümüz şu ki tavsiye kararları, üyelerin iyi niyetlerine rağmen ürkek görünmektedir. Halbuki maarif, bir memleketin şah damarıdır. Hekim, ameliyat yapılacaksa sür'atle kararını verip acilen başlar.

-İlk ve ortaokulda tekli öğretime geçilmesine bir tek Allahın kulunun itiraz edeceğini sanmayız. Tam gün öğretim, az mevcutlu sınıf gibi elzem ve şarttır. Üstelik dershaneler özel okullarla da rekabete girmiş olan MEB'in bu ihtiyacı ne yapıp edip hayata geçirmesi gerekir.

-Din dersi, tam ve layıkıyla "din dersi" ve uygulamalı olmalı. Bu derse giren talebe, sene sene her malumat ve tatbikatı öğrenebilmelidir. Ancak mecburi olacak olan bu ders, ailenin tercihine bırakılmalıdır. Mevcut din kültürü ve ahlak dersi ise mecburi olmaktan çıkartılıp yine ailenin tercihine bırakılmalı. Her iki ders, her iki usulde de ilkokul 1'den başlamalı. Bu dersler 1-2 saat gibi sembolik süreli ve yasak savan tarzda  olmamalı.

- İlim adamları, Medeniyet Dersi adı altında öğretileceğine göre sadece Türk mütefekkirlerini okutmak eksik eğitim olur. Medeniyet, âlemşümuldür. Türklerin fikir hayatı, İslam medeniyetinin bir parçasıdır. Irken Türk olanlar gibi Müslüman mütefekkirler de okutulmalıdır. Kaldı ki Türk zannedilenlerden bazısı Türk olmadığı gibi hakikaten Türk olmayanlardan bazıları da değme Türk'ten daha fazla Türk'tür. Bu ders için ileride itiraz ve tefrikalara yol açacak ırk değil, medeniyet kıstas alınmalıdır.

-İnkılap tarihi ve Atatürkçülük dersi programının gözden geçirilmesi tavsiye edilmekte. Burada söylenmesi gereken söylenmemiştir. 12 Eylül'ün işgüzârlıkları ayıklanacaksa müfredatın tamamı dikkate alındığında böyle bir derse hiçbir şekilde ihtiyaç yoktur.

-Osmanlı Türkçesi Dersi, Anadolu İmam Hatip Liseleriyle Sosyal Liselerde Zorunlu, diğer liselerde seçmeli olmalı denmekte. Bildiğimiz şu ki Osmanlıca, Sosyal Liselerde zaten mecburidir. Böylesine hayati bir karar, ürkek ve kekeme olamaz. Neden Anadolu Lisesi cinsinden olanlarda mecburi de diğer liselerde değil? Osmanlı Türkçesi, Türkçemizin mayası, haysiyeti ve lisanımızda zirvesidir. Bu itibarla hiçbir şamataya papuç bırakmadan Osmanlıca, bila istisna bütün ilk, orta ve liselerde mecburi ders olmalıdır.

-Ananevi/Gelenekli Sanatlar hat, ebru, tezhip, minyatür, vs. resim dersiyle birleştirilerek bu derse yeni bir isim verilebilir. Tabiatiyle seçmeli olacaktır.

-Otelcilik ve Turizm Okullarında alkollü içki dersinin olması THY'nin uçaklarda alkol ikram etmesi gibi bu milletin medeniyet, mâneviyat ve şahsiyet değerlerine hakaret ve hiç şüphe yok ki evlâtlarına da azaptır.

-En iyi, en üstün maaş, çocuklarımız üzerinden beka ve istikbalimizi emanet ettiğimiz öğretmene verilmeli, en gıpta edilecek sosyal imkânlar öğretmene tanınmalıdır. Bir lisan bilene yüzde 25, iki lisan bilene yüzde 50 maaş tazminatı verilmeli, öğrencisi başarı gösteren öğretmen de  nakden taltif edilmelidir. Her öğretmen 3 yılda bir seviye imtihanından geçirilmelidir.

Geçmiş yıllarda bu ve benzer teklif ve düşüncelerimizi işlediğimiz çok sayıda makalelerimiz mevcut. Bir defa daha bir hususa işaret etmek isteriz. "Sosyoloji'k tahribat" adlı yazımızla meğerse bir yaraya neşter vurmuşuz. Din dersi kitabından bile şikâyetler almaktayım. Bu sebeple sosyal derslerden başlayarak bütün ders kitapları aşırılıklardan, yabancılıklardan, ayrık otu fikirlerden temizlenmelidir.

Tavsiyelerimiz de var:
Lütfen 5 yıldızlı otel ve deniz  tercihinden vazgeçilerek bundan sonraki eğitim şûraları, sırasıyla eğitimde en geri kalmış illerde yapılsın. Ayrıca; Millî Eğitim Bakanları sık değişmemelidir. Mevcut iktidarda Millî Eğitim Bakanı ve Başbakanın eğitimci, yerli, millî ve okur-yazar olmalarını maarifimiz adına bir şans olarak görmek istiyoruz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.