BÜYÜK TÜRKİYE FİKRİNE KARŞI KANLI SALDIRI!

A -
A +
İki malûm terör örgütü mensubunun Çağlayan Adliyesi'ne sızarak Mehmet Selim Kiraz ismindeki savcımızı önce rehine alıp, sonra insafsızca şehit etmeleri yalnızca bir örgüt olayı değildir... Okumaları etraflıca ve derinlemesine yapmak ve tesadüf gibi görünen sinsiliklere dikkat etmek lâzım:Bugün meydanlarımıza çıkıp "Slovenya ile ne gibi alâkamız vardır?" diye sorulsa bilen insan sayısının yok denecek kadar az olacağına eminiz. Halbuki Slovenya'nın da içinde olduğu bölge, 1493 yılında Bosna Beylerbeyi Yakup Paşa tarafından fethedilerek topraklarımıza dâhil edilmiştir. Hükümranlığımız, 1683 Viyana talihsizliği sonrasına kadar iki asrı aşkın devam etti.Çağlayan Adliyesi'ndeki mel'un ve menfur vak'a Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın orta Avrupa ve Balkan devletleri olan Slovenya, Slovakya ve Romanya ziyaretleri esnasında oldu. Sn. Cumhurbaşkanı'nın Slovenya'daki resmî kabulde yaptığı konuşmanın bazı Avrupa devletlerini rahatsız ettiğine hiç şüpheniz olmasın. "Biz, Slovenya ile hem-hudut değiliz, fakat kendimizi Slovenya ile komşu sayıyoruz" dedi. Bu tesbit, Haçlı kinini hiç bir zaman terk etmeyen Düvel-i Muazzama'nın gafletine gelemez.Avrupa hükümetleri, 1962'lerden itibaren çeyrek asır boyunca batıya akan işçilerimizi kendileri bizzat dâvet etmişlerdi. Kas güçleriyle çalışarak, kalkınmaya destek verip gideceklerdi. Fakat kader, bu millete o işçiler eliyle III.Viyana'nın kapılarını açtı. Düvel-i Muazzama'nın şimdi ülkelerinden gönderemediği bu insanlarla başı dertte olması yetmezmiş gibi Lozan'da dalları ve kolları budanan Türkler, 21. Asrın başından itibaren yeniden Büyük Türkiye ideali peşine düşmüşlerdi. Bu gayretin batılılar için anlamı bir Osmanlı dirilişiydi. Öyle ise taşeron örgütlerle Türkiye içerden vurulmalıydı.Adliye'deki kanlı terör vak'ası, Cumhurbaşkanı'nın Slovenya Cumhuriyetindeki konuşmasının hemen ardından geldi.Fakat başka müessir sebepler de var:Bu saldırı, İran'ın, Basra Körfezi-İskenderun Körfezi-Aden Körfezi üçgeninde şiacı yayılma politikasıyla Yemen'de darbe yaptırması üzerine vaki müttefik hava müdahalesine Türkiye'nin haklılık vermesi ve onunla kalmayıp her türlü lojistik destek temin edeceğini beyan etmesinin de hemen ardından geldi.Devamı da var:Bir savcımızın hayatına malolan bu terör saldırısı Paralel Örgüt liderinin Mason olduğuna dair vesikaların gazetelerde neşrinden de bir gün sonra yaşandı.  Olayın meydana geldiği tarih de dikkatlerden kaçmamalı:Rehine eylemi ve katliâm, devleti 33 yıl boyunca tek çakıl taşı vermeden muhafaza ederek imar ve inşa faaliyetleriyle çağı yakalayan Sultan Abdülhamid'in muvaffakiyetlerinin ekranlarda şükranla dile getirildiği 31 Mart günü oldu.O Hakan Halife, 31 Mart 1909 İsyanı ile devletten el çektirilmişti. Selanik kaynaklı isyan, bugün Gezi Parkı denen Topçu Kışlası'nda vuku bulmuştu. Aynı şekilde yabancı güdümlü terör hareketi olan 27 Mayıs 2013 isyanı da ne tesadüf ki yine Gezi Parkı'nda cereyan etti. Savcı katli, bu isyanın devamıdır. O hadiselerde paralelci polislerin kışkırtma ve çadır yakmalarını hatırlatmak isteriz.2015'te yapılan bu ikinci 31 Mart Vak'ası, bir devletler, ajanlar ve örgütler dayanışmasının neticesidir. Saat 10.36'da 80 vilayette elektriklerin kesilip 12.36'da savcının odasında rehine alınması, sıradan iki teröristin tek başlarına yapacakları bir iş değildir.Bu terör vak'ası savcımızın şahsında devletimizin büyüme arzusuna, milletimizin istikbaline karşı yapılmış bir suikasttır. Muhalefet partilerinin ve muhalif kalemlerin mes'eleyi kısır politik çerçevede değerlendirmeleri yanlıştır.Çanakkale şehidlerimizle aynı ayda Rabbine kavuşan şehit Savcımıza rahmetler diliyor, kederli ailesinin, hukuk camiasının ve milletimizin acılarını paylaşıyoruz...Bir de teklif var...Aynen imzaladığımız bu teklif, Ankara Barosu mensuplarından Av. Ömer Eryılmaz'a aittir. Çağlayan Adliyesi'nin adını "Mehmet Selim Kiraz Adliyesi" olarak değiştirelim. 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.