YUNANİSTAN'IN KARARI

A -
A +
AB/Avrupa Birliği, Yunan hükümetine verdiği bir listeyle kemer sıkmasını istedi. Bu aslında "yetti artık!" diyen diplomatik bir talimattı. Yunanistan zordaydı. Bu zorluktan, hatta iflas tehdidinden çıkması için AB, onu ilave tedbirlere icbar ediyordu. Ancak gerçek şu ki kemerde sıkılacak delik kalmamıştı. Bu sebeple yeni sayılacak hükümet bu talebi referanduma götürmeye karar verdi. Hem bu karar verildi ve hem de başbakan Aleksis Çipras halka "hayır!" demeleri için çağrı yaptı.
Şayet "hayır" değil de "evet" denseydi hükümetin yerini koruması mümkün olmayacaktı. Pazar günü icra edilen referandumda Yunan halkı, yüzde 60'lık bir farkla "hayır" dedi, başbakan Çipras'ın eli güçlendi. Eğer tersi olsa ve "evetler" çoğunluğa geçseydi, hükümetin ayakta durması mümkün olmazdı.
Gerçi her iki cevap da vadesi dolmuş borcu ödemeyecekti. Fakat halk iradesini arkasına alan Çipras, bu defa pazarlık masasına daha sağlam oturmaktadır. Yunanistan, AB'ye dahil olduğundan beri mali vaziyeti iyiye gideceğine aksine daha kötüleşti. Halk bir Akdenizli savurganlığıyla kendilerine artık AB'nin bakacağı gibi bir zanna kapıldı. Veya böyle düşünmek işlerine geldi. AB kredileriyle imalat sektörüne girip dünya ile ticari rekabet yapma yerine siestada bol bol uyumak tercih edildi.
Sonuçta AB başına ciddi bir problem sarmış vaziyette. Avrupalı, medeniyetinin kaynağı olarak Roma ve Grek medeniyetini görür. Yunan filozoflarını tefekkürünün babası bilir. Bu sebeple bitmez  minnettarlık hisleri içindedir. Bundandır ki Türkiye, bekleyedururken yalnızca Yunanistan değil, "Güney Kıbrıs Rum Cumhuriyeti" de AB'ye kabul edildi. Ne olsa onlar da Rum'du.
Yunanistan'ın iflasa sürüklenmesi aynı zamanda AB'nin sorgulanması mecburiyetini de getirmekte. Türkiye, yarım asrı aşkın bir zamandır oyalanırken Yunanistan, Güney Kıbrıs ve ardından eski Sovyet peyki ne kadar irili ufaklı Balkan devleti varsa hepsine buyur edilmesi AB'nin  adalet ölçüsü için kâfi delildir. Keza bugün Yunan halkı nezdinden ne kadar insaflı olduğu da şüphelidir. AB-Yunanistan psikolojik savaşında, köşeye sıkışan Yunanlılar aslında "hayır!" diyerek AB'ye isyan ettiler.  
Öyle tahmin ediyoruz ki Yunanistan-AB çekişmesi dünyayı sadece para piyasalarıyla etkilemeyecektir. Kaybedecek bir şeyi kalmayınca, başını dikleştirip AB'ye meydan okuyan mezkür devlet, yarın daha başka devletler için de emsal olabilir. Yarını tehlikede olan, sadece Yunanistan değil AB'nin geleceği de tehlikededir.
Almanya, AB'yi daha ne kadar taşır? Bir gün Almanya, AB'den desteği çekerse İngiltere ve Fransa bu yükü götürebilirler mi?
Türkiye'nin komşudaki kargaşalı seyri her cephesiyle dikkatle takibi gerekir. Aleksis Çipras, AB yetkilileriyle borcun yeniden yapılandırılması için mücadele içinde olacaktır. AB kerhen de olsa vade tanıyacaktır. Fakat borcu zamana yayma tek başına çare değil. Borcu borçla ödemek kurtuluş olamaz.
Yarın Portekiz, hele İtalya da Yunanistan'ın durumuna düşer ve "ödemiyorum!" derse AB çöker. O çöküşle Avrupa yangın yerine döner.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.