AKILLI OLMAK

A -
A +
PKK ilk çıktığında uzun yıllar ayrı bir devlet olma hırsındaydı. İddialarına göre önce otonomi kurulacak, sonra bağımsız devlet olacaklardı. Yıllar boyu silahlar bunun için kan kustu. Binlerce insan böylece öldü. Bilahare bu niyetten vazgeçildiği açıklandı. Ortak bayrak ve ortak vatan fikri dile getirildi. Kitlede ders alındığı kanaati uyanır gibi olmuştu. Böyle bir beyanda bulunan Abdullah Öcalan'dı. Ardından bu ortak değerlere Barış Süreci eklendi. 30 sene ve 30 bin insan ve hesapsız maddi kayıplar yaşanmıştı ama zarar çok büyük de olsa neresinden dönülse kârdı.Üç yıla yakın bir süre kan akmaması, Türk ve Kürt anaların ağlamaması ümitleri yeşertmişti. Hatta terör örgütü militanları, silahlarını bırakıp yurtdışına çıkacakken bunu yapmadıkları halde sabrediliyor ve ümitler korunuyordu.Barış Süreci, barış görüşmeleri, hakikaten heyecan vesilesi olmuştu.Vatandaş artık barışı kalıcı olarak görüyordu.7 Haziran 2015 Seçimlerine bu iklimde gidildi.Diğer taraftan bugün yaşanan terörün ilk işaretleri seçim öncesinde görülmeye başlanmıştı. Adam kaçırmalar, yol kesmeler vs yaşanmaktaydı. Buna rağmen onlar, yine de münferit olaylar gibi görülüyordu.Halbuki Barış Süreci'ne devam ettiği halde KCK/PKK/HDP'nin bir dayatma yaptığı şimdi daha rahat anlaşılmakta. Selahattin Demirtaş o günlerde "barajı aşamazsak, biz de kaldığımız yerden devam eder, özerkliğimizi ilân ederiz" diyordu. Bu sözden şöyle bir netice çıkartmak mümkündü. Politik Kürt hareketi ya, barajın altında kalıp çılgınlıklara başvuracak veya barajı aşarak Türkiye partisi olma mecburiyetinde olacaktı.Farklı bir netice doğdu:İdarenin ihmali veya göz yummasıyla baraj aşıldı. Ancak Türkiye partisi olma sorumluluğu yerine dağın güdümüyle çılgınlık yolu açıldı. Suruç katliamı sonrası iki polisin uyurken şehit edilmesi devletin haysiyetine kurşun sıkılmasıydı. O noktada devlet, meşru müdafaa hakkını kullanmaya başladı. Bölgede devlet yok sayılmaya başlanmıştı.Bugün bir kere daha Türk ve Kürt anaları ağlıyor. Yer yer öz yönetim adı altında isyan hareketleri başlamıştır. Demek ki ortak vatan ve ortak bayrak ifadeleri samimi değilmiş, Barış Süreci bir oyalama ve zaman kazanma taktiğiymiş.Şimdilerde bütün Anadolu olduğu gibi, güneydoğu ve doğu Anadolu da tarihte hiç olmadığı kadar kalkınma, medeniyet ve refahın nimetlerine kavuşmuştur. Sağlık, ulaşım, haberleşme, eğitim, bayındırlık hizmetleri doğu ve güneydoğuyu da nakış nakış, ilmek ilmek örmüştür. Bir ân için düşünmeli. Doğu ve güneydoğuda bir Kürt devleti olsaydı; bölge, şu saydığımız ve sayamadığımız imkân ve nimetlerden acaba yüzde kaçına kavuşmuş olurdu? İran Kürtleri, Suriye Kürtleri, Irak Kürtleri Türkiye Kürtleriyle mukayese edildiğinde kim daha iyi seviyede? Türkiye, sadece kendi bölge ve insanının kalkınmasını, refahını temin etmedi. Irak Kürt bölgesini de kalkındırdı.Elhak doğrudur. Kürt vatandaşlarımız, Cumhuriyetin ilânından 2 Binin başlarına kadar çok çektiler. Zulüm gördüler. Âdeta zorla isyan ettirildiler. Fakat haksızlık ve zulme maruz kalan sadece onlar değildi. Dindarlar ve hatta zaman zaman milliyetçiler de bunlara maruz kaldı.Bugün Ermenistan'da halk, serbest bırakılsa Türkiye'ye katılmak ister.Bağımsız bir Kürdistan maceradır. Buna ne fiili imkân vardır ve ne de kimse izin verir. Genel nüfusta öyle bir arzu da yok! HDP'ye oy veren yüzde 13 seçmenin belki yüzde 1.5'i o niyette olabilir, yüzde 98.5 buna karşıdır.Şu gerçek nasıl görülmez?Türkiye, elini çekse bölge, en geç beş sene sonra Ermenistan'dan kötü olur. Üstelik bugün bu ham hayalin peşinde olanlar, Stalinci sosyalistler. Rusya, Çin komünizmden dönmüşken buralarda bir romantik hayal uğruna gençler ölmekte, zamanlar ölmekte, servetler batmakta.Akil Adamlar Hey'eti, asıl şimdi mi kurulmalı?
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.