2019'U KAZANMAK!

A -
A +
7 Haziran dersine iyi çalıştığı için 1 Kasım 2015 Yüksek muvaffakiyetle bitti. En yakın rakibinden yüzde elli gibi bir farkla oy olmak kolay değil. Ama buna rağmen bundan böyle 1 Kasım'ın da unutulması gerekmekte...

Adı zafer, galibiyet... ne olursa olsun, 1 Kasım unutulsun. Unutulmayacak olanlarsa asla ve asla unutulmasın. Seçim meydanlarında verilen vaadler, hemen ve derhal ve en geç ilk 100 gün içinde hayata geçmeli. Dar gelirli, düşük maaşlı, emekli, dul yetim... onlara ne denmişse  bu borçlar, aksatmadan ve eksiltmeden eda edilmelidir.

Bu, birinci şarttır...

İkinci şart, terörün her çeşidiyle taviz vermeden mücadeleye devam etmektir. Arif gönüllü vatandaşın mübarek oyunda terörle mücadeleye destek payı çok yüksektir. Bu ülkenin has insanları için vatanın bütünlüğü, milletin birliği ve dirliği esas sebeptir. Mazimizi aziz kılan, din-ü devlet, mülk-ü millettir/din ve devlet, vatan ve millettir. Bu değerler, yabancılaşmış, özümüzden kopmuş çeyrek aydınlar için bir şey olmasa bile milletimiz için her şeydir. Bundan dolayıdır ki aklı selim sahibi Kürtlerle aklı selim sahibi ülkücüler, seçimin neticesinde belirleyici rol oynadılar.

Üçüncü şart fitneden sakınmaktır:

İç ve dış şer ocakları, her yolu denedikleri halde Recep Tayyip Erdoğan, Ahmet Davutoğlu ve kadrolarını alt edemeyince bu defa son silahlarını kullanacaklardır. Bu silah fitnedir. Partiyi içten içe, alttan alta işlemeye başlayıp küskünler meydana getirerek, ihtilaflar çıkartarak bölmek esas hedefleri olacaktır. "Reisciler", "Hocacılar" sözlerine karşı çok uyanık olmalı. "AK Parti" bir siyasi teşkilat olmaktan öte, hizmet hareketidir. Seçimler gösterdi ki bir başka parti, onun yerine geçerek bayrağı devralamamaktadır. Bu yüzden önümüzdeki bütün hedeflerin gerçekleşmesi, bu partinin yoluna devam etmesine bağlıdır. Şunu bir kere daha hatırlatmak isteriz. Türkiye'de sonraki bütün darbe ve krizlerin başlangıcı AP/Adalet Partisi'nin 1969 Yılında ikiye bölünmesiyle başlamıştır.

Dördüncü şart, AK Parti'ye oy vermeyen yüzde 50.5'lik kitlenin kendini öteki hissetmemesidir. Hiç bir parti, hiç bir zaman yüzde yüz bütün seçmenin oyunu alamayacaktır. Bu eşyanın tabiatına aykırıdır. 

Beşinci şart rehavete kapılmamaktır:

Sonuç ne olursa olsun YSS Köprüsü, "Hüdâî Tüneli", "Caferi Tayyar Havalimanı" gibi projeler yarıda kalmazdı. Onun için bunlarda kalmak yerinde saymaktır. Unutmamalı ki en büyük proje, Kanal İstanbul'dur. Kanal İstanbul, Boğazlardaki mülkiyetimizin, dahası istiklalimizin ilânıdır.

Netice olarak:

AK Parti hükümet ve kadrolarının şaşmaz hedefi 2019 olmalıdır. 2019'da 27. Dönem MV seçimi yapılacaktır. 2019'u kazanmak, 2015-2019 arasındaki 4 seneyi, müstesna yeni hizmetlerle nakış nakış işlemeye bağlıdır. 2019 kazanılmazsa 1 Kasım'ın  mânâsı  kalmayacaktır. Köprü geçilemedikten sonra başına gelmiş olmak neye yarar? 2019 kazanılırsa 2023 ile Köprüler kurulacaktır. Kaldı ki "2023 Büyük Türkiye" bile esas hedef değildir. Hedef, 2071 Cihan Devletidir.

Hedef bu iken!..

Mes'ele bu iken!

İş, bu iken!

Hizmet, bu iken!

İhale, makam, bakanlık, koruma ve kırmızı plaka saltanatı gibi deni dünyanın deni menfaatleri uğruna bu yürüyüşü aksatacak, topallatacak hangi muhteris ve mürai olursa olsun önünde-sonunda onun dünyası da ahireti de berbat olur.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.