G20'NİN BMGK'NİN YERİNİ ALMASI

A -
A +
Dünyanın gelişmiş ülke liderleri, Antalya Belek'te misafirimiz olmaktalar. Bu  zirve, acaba gerçekten derde derman olacak mı, yoksa kulağa hoş, göze güzel gelen konuşma ve davranışlarla tamamlanıp bitecek mi?
G20'nin bir çok gündem konusu olacak. Esas ağırlık Suriye ve mültecilerdir. Suriye'de dehşetli bir insanlık dramı yaşanıyor. İnsaf ve vicdan, 21. asırda erken iflas etti. 5-6 milyon insan yurt dışında mülteci. Bir o kadarı yurt içinde yerinden olmuş vaziyette. Yarım milyon rejim tarafından katledildi. Her gün bir bot dolusu zavallı Akdeniz'in sularına gömülüyor.
"Suriye sorumluları" diye bir başlık açarsak; başlığın altını şöyle doldurmak mümkün: Suriye'yi bu hâle düşürenler, oradan menfaat devşirmeye çalışanlar, susup seyredenler, içi yanıp yardım edenler.
İçi yanıp yardım eden esas devlet, Türkiye'dir, biziz. İran ve Rusya menfaat koparmaya çalışıyor. BM ve AB seyircidir. ABD "Arap Baharı" diye anlaşılmaz bir senaryo ile Suriye'yi daha evvel Irak ve Afganistan'da olduğu gibi felakete sürükledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sorumlu, kusurlu, çıkarcı ve nemelazımcı devlet ve teşkilatların ayıplarını gıyaplarında yüzlerine vurageldi. Bu defa gözlerinin içine baka baka yüzlerine vuracak!..
Sn Erdoğan, önceki gün Ankara'da DEİK/Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu Toplantısı'nda esas itibariyle G20 Zirvesinde yapacağı konuşmanın özünü dile getirdi. Suriyeli mazlumların hâlini, bölgenin Türkiye ile mevcut ve muhtemel münasebetlerini resmetti. Konuşmada isim vermeden Rusya gibi, İran gibi Suriye yangınına odun taşıyanların pek yakında kendilerini yangının içinde bulacaklarına dikkat çekti. DAEŞ saldırıları üzerine doğabilecek iki milyonluk yeni göç dalgasının Türkiye ve AB'ye yapacağı etkileri anlattı. Bütün bunlar, basında uzun uzadıya mevcut.
Cumhurbaşkanının asıl sahip çıkılması gereken bir teklifi ise gözlerden kaçmış.
Sn Erdoğan, tâ Başbakanlığından beri her vesileyle "dünya 5'ten büyüktür!" diyerek eskimiş, pörsümüş, kemikleri zayıflamış, eklemleri kireçlenmiş, gözleri görmez olmuş BM ve Güvenlik Konseyine eleştiriler yöneltmektedir.
Bugün yer kürede devletler ve milletlerarası yığınla kangrenleşmiş ihtilaf varsa ve onların içinde Suriye bir numaraya yükselmişse baş mes'ul BM ve onun haksızlıkları koruma kurulu olan Güvenlik Konseyidir. II. Dünya Harbinden sonra galip devletler, kendi keyiflerine göre bir dünya teşkilatı şekillendirdiler. Genel kurulda her devlet yer alacak fakat GK 5 devletten mürekkep olacaktı. Alınan bir karar, GK üyesi sadece bir devlet tarafından veto edilse bile karar hükümsüz olacaktı. Bu adaletsiz ve insafsız yapı aynen hayat buldu, böylece sürüp gitmekte. BM yapısının değişmesi gerektiğini biz burada on yıllardır yazıyoruz. Sn Erdoğan da on yıldır dile getirmekte. Cumhurbaşkanı, bu kabulü mümkün olmayan probleme, DEİK'teki konuşmayla yeni bir sayfa açtı. Bunu Belek'te dünya adlı sinemanın aktörleri önünde bir kez daha tafsilatlandıracak. Türkiye Cumhurbaşkanı, BMGK'nın yerini G20'lerin almasını teklif etmektedir. Bu teklifin zamanın unutkanlığında kaybolup gitmemesi gerekir. Türkiye, fikri takip sahibi olmalı, namuslu devletler teklife sahip çıkmalıdır. Ve elbette ahlaklı medya. Aksi hâlde Suriye, Filistin, Irak, Kırım, Doğu Türkistan, Myanmar, Somali, Orta Afrika gibi dramlar, felaketler, insanlık ayıpları bitmez...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.