EZİK ÇEYREK AYDIN

A -
A +
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Washington'da Amerikan başkanı Barack Obama ile görüşmemiş olsaydı şimdi Türkiye'de bir kısım medya ve aydınlar bayram yaşıyor olacaklardı.

Halbuki cumhurbaşkanı, ABD'ye Güvenlik Zirvesi için gidiyordu. Bu bir resmî ziyaret değildi. Zirve ve Washington Türk Camiînin merkezlik ettiği İslâm Kültür Merkezini açmak için gitmişti. Zirveye bir çok lider katılmaktaydı. Bu sebeple  Barack Obama'nın vakti olmayabilirdi. Veya görüşme ihtiyacı hissetmeyebilirdi. Bu takdirde görüşme yapılmazdı. Sn Erdoğan'ın Sn Obama ile görüşmemiş olması ise dünyanın sonu olmayacaktı. Hâl bu iken daha Amerika’ya seyahat haberi çıkar çıkmaz  Barack Obama'nın randevu vermeyeceği gibi temenniye dayalı haberler üretilmeye başlandı. Bu çeyrek aydınlar, iki neticeden biri için iç geçiriyorlardı: Obama, ya Tayyip Erdoğan'ın görüşme isteğini şiddetle reddetmeli, yahut görüşse bile bir okul müdürünün ortaokul çocuğunu karşısına alıp paylaması gibi azarlamalıydı. Böylece Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı sorgulanıp hesap sorularak aşağılanmış olacaktı. Bu beklenti, günlerce onların ümidi ve hayali oldu. Yolun başında söylediklerine alt uçta kendileri de inanıyorlardı. İddialarına göre günlerdir beklendiği hâlde randevu alınamıyordu.

Ama tersi yaşandı. Başkan Barack Obama, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı Beyazsaray'da kabul etti. Başkan yardımcısı Joe Biden, protokolü de bir kenara bırakarak kendisine muhabbetle sarıldı. Görüşme 50 dakika gibi az olmayan bir zaman sürdü. Bu görüşmede elbette ki her iki devletin kesişen meseleleri konuşuldu. Suriye, Irak, mülteciler, terör örgütleri, Türkiye'nin rahatsız olduğu konu ve tutumlar, Amerika’nın öncelikleri dile geldi. Bunların her biri ayrı dosyalardır.

Başkanlar, sadece  dosya isimleriyle özetine temas eder, ötesi ilgililere havale edilir.

Sn Erdoğan'ın Sn Obama ve ekibi tarafından son derecede sıcak bir şekilde karşılanması Tayyip Erdoğan muhalifinden de öte düşmanı çevrelerde büyük bir ruh çöküntüsüne yol açmış olmalı.

Bu ruh yapısında hep eziklik vardır. Başkasını üstün görme hastalığı bir kanser gibi kendilerini sarmıştır. İki asırdır Avrupalı,  batılı, onlar için efendidir. Efendi ne derse, sahip ne söylerse doğru güzel ve kıymetlidir. Bunların içinde "biz de batı gibi Hıristiyan olmazsak geri kalmışlıktan kurtulamayız!" diyecek kadar zavallılar bile çıkmıştır. Öyle bir şaşkınlardır ki Türkiye bir işgale uğrasa düşmanı çiçeklerle karşılarlar. Nitekim I. Dünya Harbi'nde Amerikan mandası isteyenler de bunların geçmişi değil midir?

Mümkün olsa da bu hastalıklı ruha sahip ezik çeyrek aydınlara şahsiyet aşısı yapılabilse.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.