AHMETCİK!

A -
A +
Polis teşkilatımız, kuruluşunun 171. yılını idrak etmekte. Aslında tabiî ki mâzisi çok daha eski. 171 yıl emniyetin modern yapılanma geçmişi. Yoksa milletimizin devleti kurduğundan beri ordu ve polis mevcut. Bugün "subay", "polis" diyoruz. Dün  "zabit", "zabtiye" deniyordu. Daha öncesinde de başka adları vardı.
Bu 171 yıl gerçeğinin bizlere bir şeyler demesi lâzım.
Kara kuvvetlerinin, deniz kuvvetlerinin vs kuruluşu asırlara dayanmakta. PTT, İtfaiye, Darphane, Tapu, Kızılay, Yargıtay, Sayıştay vs yine asrı aşan ömürlere sahip.
Bu tarihler, devletteki devamlılığın isbatıdır. Yazılarımızda sırası geldikçe "Devlet-i Ebed Müddet" deriz. Bu, rejimle devleti yerli yerine oturtan bir görüştür. Zamanın şartlarına göre devlet, farklı yönetim tarzları seçmiştir. Rejim değişir ama "devlet" dediğimiz gücü teşkil eden müesseseler aynen yaşar. Hatta şahsiyetler ve eserler de yaşar. Mimar Sinan gibi, Fuzuli gibi, Ahmet Cevdet Paşa gibi isimler ve mimari eserler, köprüler ders kitaplarında öğretilmeye devam eder.
Polis teşkilatımızın kuruluşuyla bu dediklerimizin ne alâkası var? Çok ciddi anlamda alakası var. Tek Parti zihniyeti, hayli uzun zaman "ülkeyi hain padişahlar"dan kurtardığını, Türkiye Cumhuriyetini yoktan kendisinin kurduğunu, "10 yılda her yaştan 15 milyon genç yarattığını" beyinleri yıkayarak iddia etti.
Saydığımız ve saymadığımız müessese, şahsiyet ve eser, bu iddianın ne kadar asılsız olduğunu göstermektedir. Polis teşkilatımız dahi tek başına o iddiayı çürütmeye yeter. Sanılmasın ki bunu söyleyenler dünde kalmıştır.
Halbuki dünya ülkelerinde yalnızca devlet kurumları değil, şirketlerin hatta, sokak ve binaların bile eskiliği bir iftihar vesilesidir. Oğuz Han'dan 1923'e kadar devam eden uzun bir tarihi yok sayıp her şeyin yeni başladığını söylemek tarihe de sosyolojiye de ahlâka da sığmaz.
Ordumuz, dış düşmana karşıdır.
Polis de iç asayişsizliğe karşı.
Ne yazık ki Tek Parti rejimi, bu her iki unsuru da uzun yıllar boyu millete, millî ve yerli değerlere karşı kullandı. Jandarmayla, polisle vatandaşlar zulüm gördü,  darbelerle de hükümetler devrilip seneler kaybettirildi. Sadece bu yapılmadı. Ordu ve polis birbirine rakip gösterilip hasım yapılmak için çok uğraşıldı. Tek Parti zihniyetinden sonra bu defa da Paralel Yapı, maarif, adliye, ordu ve emniyetimize musallat oldu.
Bugün memnuniyet verici bir noktadayız. Diğerleri gibi ordu ve polis de politika ve ideolojiden ayıklanmaktadır. Her ikisi terörün her çeşidiyle dayanışma içinde mücadele vermekteler.
Bizim milletimiz edeblidir. Sevgili Peygamberimizin -aleyhisselam- isimlerini doğrudan zikredememiştir. Bu sebeple önce "Mehemmed" sonra "Mehmet" demiştir. "Peygamber Ocağı" saydığı ordu, Mehmetler yurdudur. Onlara da "yiğit Mehmetler" mânâsı "Mehmetcik" demiştir. O Mehmetcik, tarihler boyu destanlar yaza gelmiştir. Mehmetcik, bugün de destanlar yazmakta, bugün şehit olmaktadır. Fakat polis de destanlar yazmakta, polis de şehit olmaktadır. Bu sebeple biz bir zamandır polise "Ahmetcik" diyelim teklifini yapmaktayız. "Ahmet" de bir Peygamber ismidir. Bundan böyle devleti idare edenlerin "Mehmetciğimiz ve polisimiz" demek yerine "Mehmetciğimiz ve Ahmetciğimiz" demeleri çok yerinde olur.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.