UZAKLARI YAKIN ETMEK

A -
A +
TBMM Başkanı sn İsmail Kahraman'ın dâvetiyle bir kısım iktidar ve muhalefet parti milletvekilleri, yazarlar ve bürokratlarla birlikte 4 Mayıs 2016 Çarşamba günü 20'de Ankara'da başlayan ve 14 Mayıs 2016 Cumartesi 06'da yine Ankara'da biten çok aktarmalı, çok koşturmalı, çok temaslı ve çok verimli resmî seyahatlerimiz oldu...
Bu seyahatler esnasında 3 devlete ziyaret yapıldı. Endonezya, Yeni Zelanda ve Singapur. 10 günün 3 güne yakın kısmı havada geçti. En kısa mesafeli uçuş 4 saat sürüyordu. 3 devlete gidildi, fakat 5 devlete inildi. Karaçi'de yakıt ikmali esnasında en azından salonda bir çay içme imkânımız olduğu hâlde Avustralya'da uçakta bekledik. Hatta Cakarta'ya Sidney üzerinden gidecekken Sidney, gece 11 ile gündüz 6 arası semalarında uçak sesine tahammül etmediği için Melbourne molasıyla yolumuza devem ettik. Gidilen mesafelerin ne kadar uzak olduğunu ifade için şu tarifi yapabiliriz: "Yeni Zelanda'nın biraz aşağısı Güney Kutbu'dur."  
Bu seyahat, bize şunu gösterdi ki Doğu, Orta Asya ve Uzak Asya ile biraz değil, bir hayli çok alâkâdar olmamız lâzım. Dünya, Batı'dan ibaret değil. Eskiden Amerika'ya gidip "Türkiye" dediğimizde Türkiye'nin neresi olduğunu bilmezlerdi. İstanbul üzerinden tanıtırdık. Buralarda da öyle oldu. İşin garibi bu saydığımız devletlerden en yakını olan Singapur'da ve aynı dini paylaştığımız Endonezya'da bile vaziyet dünkü Amerika’daki gibiyken 33 saat ötede ve 17 bin km mesafedeki Yeni Zelanda, bizi daha fazla tanıyor. Bunun sebebi Çanakkale Savaşı. Gelibolu, Kivilerin hayatında derin izler bırakmış. Yeni Zelandalılar  kendilerine "Kivi" demekteler. Kiviler, en az bizim Çanakkale şehidlerimize verdiğimiz kıymet kadar İngilizlerin Gelibolu’ya taşıyıp ölmelerine sebep olduğu askerlerine kıymet vermekteler. Onları, harbin seyrettiği ay itibariyle Nisan'da çıkan gelinciklerden dolayı kan renkli bu çiçekle sembolize etmekteler. Şüphesiz ki Cakarta'da halk arasında pek bilinmesek bile Sumatra adasının "Açe Darüsselâm Sultanlığı" bizim bir parçamız gibi olması hasebiyle ziyaretimiz hâlinde kardeş kucaklaşması yaşayacaktık. Ne var ki İsmail Kahraman Beyin gayretine rağmen aylar evvelinden dakika dakika tesbit edilmiş ve muhatap devlet makamlarına da bağlı programda değişiklik yaparak Açe'ye gidemedik.
Endonezya'nın başşehri Cakarta, Yeni Zelanda'nın başşehri Wellington ve Singapur şehir devletinde gördüklerimizi yaşadıklarımızı, intibalarımızı anlatmak için ne de çok zamana, kâğıda ve mürekkebe ihtiyaç var.
Şu kadarını şimdiden dile getirmeden edemeyeceğiz. Sultan Abdülhamid Han için yakın geçmişe dek Türkiye mektepleri ders kitaplarında Frenk ağzıyla "Kızıl Sultan" denirken Singapur'da seçkin bir mekânda hazırlanmış bir Türkiye köşesindeki portresinin altında "Abdülhamid-Turkey" yazdığını utanarak ve fakat iftihar ederek gördük.
UZAKLARI YAKIN ETMEK
Bu memleketlerin her biriyle farklı bir bağımız var. Ama o bağlar,  "yüzümüzü batıya döndürmek" adına  sömürge zihniyetiyle unutulmuş. Unutulan gerçekleri kazanmak için uzakları yakın etmek zorundayız. Nitekim bazı cesur vatandaşlarımız bunu başarmışlar.
255 milyonluk bir Endonezya dünyası, bir Yeni Zelanda buruk dostluğu ve kişi başına 52 bin doların düştüğü ticaret, ağaç, çiçek ve yüksek binalar merkezi bir Singapur ve toplamda "Uzak Asya pazarı".  Saydığımız ülkelerin hiç birinde neredeyse hiç bir markamız yok. Bu ziyaretlerin, sıklaşması ve zenginleşmesi lâzım.
Oralar bize uzak da batılı tüccarlara yakın mı?
Halbuki asırlar evvelinde buralara Müslüman tüccarlar, âlimler ve Kanuni zamanında da bahriyeli askerlerimiz gelmişlerdi. İslamiyet, bu adalara, bu kıtalara örnek insanların güzel ahlaklarıyla girmişti.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.