FİLİSTİN

A -
A +

I. Dünya Harbi'nde bütün ortadoğu Osmanlı mülküydü. Savaş devam ederken Alman kurmaylığı sevkiyle 1915'te I. Kanal Harekâtı ve 1916'da II. Kanal Harekâtı yapıldı. Safımızda bizden başka Almanya İmparatorluğu ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu vardı. Diğer tarafta ise Büyük Britanya, Fransa, İtalya ve bazı Arap aşiretleri bulunuyordu. Tarafımızdaki  Komutanlıkları Cemal Paşa, M. Kemal Paşa, Fevzi Paşa yapmıştır. Harekât, Süveyş Kanalını ele geçirip İngilizlerin Uzak Doğu sömürgeleriyle irtibatını kesmeye matuftu. Ne yazık ki başarılı olunamadı.

2 Kasım 1917'de savaş devam ederken İngiliz hariciye vekili Arthur Balfour, siyonist hareketin liderlerinden Lord Rothschild'e bir mektup yazarak  Filistin'de bir Yahudi devleti kurulması için İngiltere'nin destek olacağını haber verdi.
1920'de Sykes-Picot anlaşmasıyla emrivaki haritalar çizilip bölge İngiltere ve Fransa arasında bölüşüldü. 25 Nisan 1920 tarihli Cemiyet-i Akvam kararıyla Filistin'de İngiliz Manda idaresi tanındı.
Böylece Filistin elimizden çıkmış oldu.
1922 sayımına göre 750 binlik Filistin nüfusunun yüzde 11'i Yahudi’dir. 1929'da Araplarla Yahudiler arasında kanlı çatışmalar çıktı, Araplar Yahudilere kayıplar verdirince İngilizler de Arap mukavemetçilere kayıplar verdirdiler. İngilizler, 1937'de bu toprakları ikiye bölmeyi seslendirmeye başladılar. Geçen zaman içinde göçlerle Filistin'deki Yahudi nüfusu mevcut nüfusun üçte birini bulmuştu. Yahudiler, yine de toprakların sadece yüzde 6'sına sahipti. 1947'de BM hususi bir Filistin komisyonu kurdu. BM bu komisyon eliyle ve 181 sayılı kararla Filistin vatanını böldü. Buna göre yüzde 55.47  Yahudilere  veriliyor ve yüzde 45.53 Araplara bırakılıyordu. Daha ziyade sahil ve münbit yerler Yahudilere bırakılmıştı. Daha adaletsiz olanı çoğu göçmen olan üçte bir nüfusun sahip bulunduğu topraklarının yüzde 6'dan 55.47'ye yükseltilmesidir. Kudüs-i Şerif ise milletlerarası bir merkez tarafından idare edilecekti. Bu karardan sonra İngilizler çekilmeye başlayarak 1948'de tamamen gitmiş oldular. Yahudiler, bu defa şiddet hareketlerine giriştiler. Maksat, devlet kurmaktı. İyi yetişmiş 70 bin milise sahiplerdi. Çatışmalar sonucunda Yahudiler, BM'nin Arap toprağı olarak ilan ettiği yüzde 45'in üçte birini de ele geçirerek 14 Mayıs  1948'de devletlerini ilan ettiler.
1948 Arap-İsrail Savaşında Filistin topraklarını Ürdün ele geçirdi. 1967 Arap İsrail Savaşında ise İsrail, geniş  bir saha hakimiyeti kurarak sürekli şekilde genişledi.
Müstakil Filistin devleti 15 Kasım 1968'de Cezayir'de ilan edildi. 29 Ekim 2012'den beri BM'de gözlemci üye sıfatına sahiptir. Eylül 2015'te ilk defa Filistin bayrağı, BM'de göndere çekildi. Filistin bugün, Türkiye, Rusya, Çin ve Hindistan dahil 100'den fazla devlet tarafından tanındığı hâlde İsrail ordusunun işgali altında bir devlettir. Nüfusu, 5 milyon kadardır. Bu nüfusun onda bir kadarı Gazze'de yaşamaktadır. Ülke, Yahudiler tarafından iki ayrı parça hâlinde birbirinden koparılmıştır.  Büyük parça Batı Şeria, İsrail tarafından üç taraftan kuşatılmıştır. Doğusundan Şeria Nehri ve Lut Gölü vardır. Batı Şeria 5.860 km2'dir.
Gazze, Akdeniz kıyısındadır. 360 km2'dir. 11 mahallesi vardır. 1967 işgalinden sonra 1993'te tekrar Filistin devletine ilhak olmuştur. Deniz tarafı hariç İsrail tarafından çevrilmiştir. Deniz tarafı ise yine İsrail kontrolündedir.
HAMAS, 2007'de  seçimlere girip iktidarı el Fetih'ten devraldıktan sonra İsrail, Gazze'ye abluka uygulamaya başladı.
Filistin I. Dünya Harbi'nden bu yana işgal, zulüm, ateş ve adaletsizlik altındadır. Fakat Filistinliler duru ırmaklar gibi temiz, ulu dağlar gibi aşılmaz, kütüphaneler dolusu kültürlü ve bükülmez çelikler denli kavi imanlı insanlardır.
Son haberlere göre Mavi Marmara katliamından dolayı, İsrail, Türkiye'nin özür ve tazminat  şartlarından başka Gazze ablukasına son verme şartını da kabul etmekteymiş.
Türkiye, Gazze şeridinde  denizden tatlı su üretme ve elektrik santrali kurma gibi hazırlıklar içinde. Fakat; Türkiye, elektrik santrali  kurmak için  neden Almanya’yı da yanına alır? O Almanya yüzünden biz bu toprakları yitirmemiş miydik?
İsrail'e gelince; onlar da bir teklifte bulunuyorlar. Buna göre Gazze açıklarında 8 km2’lik bir Yapay Ada yapılabilirmiş. Masrafını kimin karşılayacağı, kimin yapacağı söylenmiyor. Adada önce liman daha sonra da hava meydanı inşa edilecekmiş. Sun'i ada, 5 km'lik bir köprüyle Gazze'ye bağlanacak ve güvenliği İsrail'e, idaresi ise Filistin ve uluslararası bir hey'ete bırakılacakmış.
İsrail, bütün Filistin'den işgali kaldırmadan bu projeye çok ihtiyatla yaklaşmalı.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.