BİNALİ YILDIRIM'IN İÇ VE DIŞ BARIŞ ATAĞI

A -
A +
Başbakan Binali Yıldırım'ın seçildiğinde söylediği iki söz, dikkat çekici olmuştu. Bunlardan birini ilk dakikalarda dile getirmişti:
-Terörü, Türkiye gündeminden çıkartacağız!..
Bu iddia, kendini bir hedefe varmaya mecbur etme demekti. O da bunu yapıyordu. Bugün, tavizsiz şekilde terörün her çeşidiyle mücadele devam etmekte. Başarı seyri, bölücü örgütün üç numaralı katilinin ortadan kalkmasına kadar ulaştı.
Başbakan'ın söylediği diğer çok mühim cümle ise şuydu:
-Düşmanlıkları azaltacak, dostlukları çoğaltacağız. Akdeniz'i, Karadeniz -ve herhalde Ege'yi- çevreleyen devletlerle dost olmamız ve dost kalmamız lâzım.
İsrail'le 6, Rusya ile 2 yıldır süren ciddi ihtilafın bitirilip kapıların açılması bu arzu ve tesbitten sonra gerçekleşti. Adı geçen devletlerle dün dünde bırakılarak yeni şartlara göre adım atılması taraflar için kazançlı olmuştur. Rusya ile köprülerin yeniden tesis edilmesi sadece Türkiye'nin değil hem Türkiye ve hem Rusya'nın menfaatinedir. İsrail'le de öyle. Üstelik İsrail'le yapılan barış mutabakatının bir de üçüncü tarafı var. Açıkhava hapishanesine dönmüş Gazze, böylece insani yardımlara fazlasıyla kavuştu ve kavuşmaya devam ediyor.
Binali Yıldırım, bu adımların ardından Mısır ve Suriye ile de ihtilafların bitirilmesi gerektiğini dile getirdi. Türkiye'nin elbette Mısır ve Suriyeli kardeşlerimizle hiçbir problemi yok. Aksine onlardan dolayı başlarına musallat edilmiş diktatörler ve onların rejimleriyle sürtüşmeler çıktı.
Dışarıdaki bu gelişmeler yaşanır ve turizmin canlanmasından, Filistin'e yardıma ve 3 numaralı terör failinin öldürülmesine kadar neticeler elde edilirken Başbakan, iç barışa dönük olarak da hamlelere girişti. Partilere şu meâlde -hatta doğrudan böyle- konuştu:
-Gelin varlık sebebimiz olan hizmette yarışalım. Muhalefet, muhalefetini yapsın ama insafı terk ederek birbirimizi topyekun karalamayalım. Muhalefet partileri, artık Doğu'da ve Güneydoğu'da faaliyete geçmeli. Önlerinde bir mani kalmadı. Cudi'de bayraklarını dalgalandırmalılar. Sadece Ankara'da değil, sahada çalışmalılar.
Bir partinin genel başkanı rakip partileri, ülkenin diğer bazı bölgelerine gitmeye, buralarda faaliyet göstermeye, kendileriyle rekabet yapmaya çağırıyor. Başbakanın hem muhalefet partilerine dostluk eli uzatması ve hem de onlara artık Doğu ve Güneydoğu'da sizi engelleyecek bir sebep kalmamıştır, oralara gitmelisiniz hatırlatması, yerinde ve takdir edilecek sözlerdir.
Nitekim orada da kalmadı. Günün ihtiyaçlarına cevap veremeyen TBMM İç Tüzüğü'nün değiştirilmesi için de harekete geçti. Bu maksatla dört meclis partisinden üyelerle İç Tüzük Mutabakat Komisyonu kuruluyor.
Acaba? diyoruz. Anayasa değişikliği de sn Yıldırım dönemine kısmet olur mu? Hakkındaki "icraat adamı" hükmümüz herhalde hafızalardadır.
14 Ağustos 2001'de kurulan Adalet ve Kalkınma Partisi, bugün 15. kuruluş yıl dönümünü kutlamakta. Bu parti, kurulmasından kısa süre sonra iktidar oldu. 14 yıllık iktidarı döneminde birçok büyük projenin altındaki imza dünün Ulaştırma Bakanı, bugünün Başbakanı Binali Yıldırım'a aittir.
Binali Yıldırım, tabiî, sade, soğukkanlı, nüktedan, olduğu gibi yaşayan ve konuşan bir akıl ve mantık adamı. Son sözü de yerindeydi. "Laf laf üstüne değil, taş taş üstüne koyma zamanı". İşte o kadar.
Sn Başbakan, akıl ve mantık çerçevesinde gerçekçi davranmakta. Bu vasfının siyasete bir barış iklimi getirmesi çok faydalı olacaktır. Aslına bakarsanız o barışı, direksiyona geçince hiç hissettirmeden kendi partisinde da hayata geçirdi. Külliye ile zerrece ihtilafı olmadığı gibi yüksek bir vefa duygusu var.
O'nun "İsrail'e, Rusya'ya dostluk eli uzatırken neden muhalefet partilerine de dostluk elimizi uzatmayalım?" sorusuna "hayır, sakın ha!" diyecek bir aklı evvel olamaz. Dış politikada, komşuluklarda düşmanlıklar ve düşmanlar azaltılırken iç politikada da kardeşlikler pekiştirilmeli.
Hırçınlıkların, gerilimlerin yerini anlayış ve zarafet almalı.
Kavga, kime ne zaman ne kazandırdı?
Kazanılsaydı yakın geçmişteki politikacılar ve partiler kazanırdı.
Eski liderler, cenaze namazlarında bile birbirlerine sırtlarını döndüler.
Güler yüz, tatlı dil, samimiyet, sabır ve diğerkâmlık hayatın her safhasında herkese lâzımdır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.