MİLLETİMİZ, ÜST AKLI MAĞLUP ETTİ!

A -
A +
"Üst akıl!" son senelerin gündemdeki esrarengiz cümlesi. Üst Akıl, bir şahsı tariften ziyade yönlendirici bir iradenin ifadesi. Üst Akıl, bazen içimize sızmış bir ihanet şebekesi, bazen dünyanın belli merkezlerinde milletimizin varlığını ve geleceğini şekillendirmek isteyen locaların dip faaliyetidir.
Şu iki kavrama dikkat çekmek isteriz. Masonların en büyük üstadlarının unvanı "Maşrık-ı  Azam"dır. Beri tarafta ise Paralel Yapının tepe noktasındaki kişinin unvanı "Kâinat İmamı"dır. İki yapı, iç içe hücrelerden oluşması, gizliliği ve ihtirasıyla birbirine çok benzemektedir.
Paralel Darbe teşebbüsü tek başına Paralel Terör örgütünün cinneti değildir. Çok sade bir ifadeyle izah etmek gerekirse ülkemize kasteden bu kanlı kalkışma,  Maşrık-ı Azam'la Kâinat İmamı'nın ortak çalışmasıdır.
Bunların derdi, dünyayı kendi isteklerine göre yönetmektir. Masonluk ve bunun taşeron yapıları muhtelif şehirlerde yapılanır, rejimler kurar, liderler çıkartır, liderler devirirler. Derin dünya, bilinen dünyayı  avucunun içinde tutmaya çalışır.
Bu derin dünya, Maşrık-ı Azamlık için İslamiyet bir numaralı hasımdır. Ne var ki hasmıyla mertçe dövüşmek yerine içerden devşirdiği isimlerle İslamiyete ve Müslümanlara ziyan verir. Osmanlı'nın son dönemindeki  "Sarıklı İhtilalci" Ali Suavi'yle  bugünkü Paralel Yapı arasındaki benzerlik, şaşırtıcıdır.
Herkes çok iyi bilmeli ki şu gün yapılmak istenen bu darbe teşebbüsü bir kaç günlük bir çalışmanın projesi değildir. Amerika, 1800'lerin başından itibaren misyoner mektep ve tüccarlarıyla Osmanlı Coğrafyasına girdi. Bunu ilanihaye sürdürmesi mümkün değildir. Türlü arayışlardan sonra Paralel Yapı taşeronluğunda hem Türkiye'ye ve hem de girmek istediği yerlere açıldı.
Bugün polislerimizi, askerlerimizi ve sivilleri katleden, TBMM'ni bombalayanlar, aynı görüntü altında bir araya getirilmiş iki ayrı zihniyetin mensuplarıdır. Ortak düşmanları Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'dır. Türkiye’yi büyüten, İslam âlemine lider konumuna getiren bir lider çıktığında devrine göre Londra, Paris, Berlin, Moskova, Washington merkezli olarak o lider hemen hedefe oturtulur. İftira ve yalan yağmuruna tutulur, itibarsızlaştırılmaya çalışılır. Direnirse içerdeki adamlarıyla canına kastedilir.
30 Mayıs 1876'da Sultan Aziz'e yapılan darbe budur,  31 Mart 1909'da Halife-i Müslimin Abdülhamid Han'a yapılan darbe budur, 27 Mayıs 1960'ta Adnan Menderes'e yapılan darbe budur, 12 Eylül 1980 darbesi budur. 28 Şubat 1997'de Necmettin Erbakan'a yapılan darbe, 27 Nisan 2007'de Tayyip Erdoğan hükümetine verilen E-muhtıra hep aynıdır.
Bunların tamamı, masonik güdümdeki başkentlerin içimizdeki işbirlikçileriyle ittifak hâlinde yaptıkları küçültme operasyonlarıdır. İşbirlikçiler, bazen hoca, bazen paşa, bazen politikacı, bazen de lunapark aynasındaki Kâinat İmamı'dır.
1980'de "bizim gençler, Ankara'da darbe yaptılar" diye kasılanlar, bu defa da "İslami diktatör" diye gördükleri ve bir türlü zaptü rapt altına alamadıkları Recep Tayyip Erdoğan'a ve onun şahsında Türkiye’ye karşı darbe yapıyorlardı. Üst Akıl, bu defa yıllardır yatırım yaptığı Paralel Yapıyla darbe yapmak istedi.
Fakat bu defa derin Amerika, hayal kırıklığına uğradı. Bu defa kasım kasım kasılamadılar. Maşrık-ı Azamlıkla Kâinat İmamlığı tebrikleşemediler.
Çünkü...
Sultan Abdülaziz'e, Sultan Abdülhamid'e, Başvekil Adnan Menderes'e, Başbakan Süleyman Demirel'e, Başbakan Necmettin Erbakan'a sahip çıkamayan millet, bu defa meydanlara sel gibi akarak Üst Aklı mağlup etti.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.