HUBB'ÜL VATANİ MİNE'L İMAN

A -
A +
Mekke'yi terk etmek zorunda kalarak Medine'ye hicret eden Müslümanlar, başta Merhamet Sultanı Peygamber -aleyhisselâm- olmak üzere mahzunlaşmışlardı...
Bazıları, iklim farklılığından dolayı sıtmaya yakalanıp rahatsızlaşınca hüzünleri daha da artmıştı. Onlardan biri de Resulullah'ın Müezzini Bilâl-i Habeşî Hazretleriydi. Ateşler içindeyken bile Arapça'nın lisan zenginliğiyle hasret dolu şiirler mırıldanıyordu. Hâlbuki O, aslen Habeşistanlıydı, çok fakirdi, Mekke'de ne malı vardı, ne mülkü...
Ama; bir toprağın vatan olması için orada doğmak gerekmezdi, o toprak sevgisini kalbe nakşetmek yeterdi. Orada mülk sahibi olmak da şart olamaz. Vatan, arazi veya arsa değildir. Bir toprağa "vatanım" diyen bir kimse, o aziz mülkün her zerresinin sahibidir.
Müezzininin yakıcı mısralarını işiten Sevgili Peygamberimiz, hüzünlerine hüzünler katılırken şöyle buyurmuşlardı:
-El vatan! El vatan! El vatan! Hubbü’l-vatanî mine’l-îmân!..
"Ah vatan, ah vatan ah vatan!.. Vatan sevgisi, imândandır!"
15 Temmuz 2016 gecesi emperyalistlerin taşeronu ajanlar, darbeye tevessül ederken meydanlara akmış millet, söz birliği etmişçesine hep bir ağızdan "vatan!!! diyordu, vatan tehlikede! Vatan olmazsa namus da olmaz!"
15 Temmuz gecesinde yazdığı şanlı destanla ecdadının evlâdı, Şanlı Peygamberinin ümmeti olduğunu ispat eden bu millet, çoluğu çocuğu, gelini, kızı, kısrağı, yaşlısı ve genciyle mübarek vatan toprağı üzerinde dinine, bayrağına, istiklâline ve istikbâline sahip çıkarak hainleri, onların arkasındaki ikiyüzlüleri ve tanklarını, toplarını, jetlerini mağlup etti.
Milletten sorumlu olanlar, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı mücadelesinde yalnız bırakmışlardı. Bu büyük milletse Büyük Türkiye yolunda Başkomutanını yalnız bırakmadı. O'nun kısacık bir talimatı, aşk ateşini tutuşturdu "sokaklara çıkın, ben de geliyorum!"
O gece şehîdler verdik, muhteşem şehidler. Cennet makamları onlara mübarek olsun. Gazilerimiz oldu, başı dik, muhteşem gaziler. Gazaları mübarek olsun.
Vatan muhabbeti imânından beslenen milyonlar, 7 Ağustos'ta Yenikapı'da Yeni Türkiye'nin yeni kapısını aralamak için toplandı. Onlar, bu vatanın her yanından ve Osmanlı vatanının her yöresindendi. Yenikapı'da içtima edenler, sadece 7 milyon değildi, 80 milyon vatan evlâdı ve bütün ümmet gönlü, ruhu ve duasıyla oradaydı.
7 Ağustos yeni bir doğum, bir diriliştir. Birliktir, beraberliktir, barıştır, kardeşliktir, istiklâli korumak, istikbâli fetih hareketidir. 7 Ağustos 2016 Yenikapı buluşması, köklü bir milletin küresel bir ihanete karşı kükremesi, hainlere dünyayı dar etmesidir! 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.