MİLLÎ ŞUURU DİRİ TUTMAK!

A -
A +
15 Temmuz 2016'da hain darbe teşebbüsünü bozguna uğratan şanlı direniş, 26-30 Ağustos 1922'deki İstiklâl ruhunun bu millette aynen devam ettiğinin delilidir. Çünkü o ruhu da öncekiler beslemişti. 15 Temmuz gecesi, farklı aidiyetlere mensup vatandaşlarımızın her biri kendini bu devletin bir eri addederek Başkumandanın çağrısıyla  caddelere, meydanlara indiler.
Bunun adı millî şuurdur.
Bazı mefhumlar, değerler ancak bazı kelimelerle ifade edilebilir. Milletimizde nesilden nesle sürüp gelen bu fedakârlık ve bu yüksek hasleti sadece "şuur" kelimesiyle idrak ve ifade etmek mümkün olur. Süleymaniye Camiî'nin duvarları tamir icap ettiğinde oraya tuğla konamaz. Ulu mâbedin inşaında hangi taş kullanılmışsa yine aynı cinsten taşın oraya yerleştirilmesi gerekir. Şuur kelimesi, "bilinç" kelimesiyle karşılanamaz. Zayıf kalır, cılız kalır; ok, menziline varmaz.
Milletlerin millî hislerini millî şuur, millî şuuru da doğru imân, doğru tarih ve zengin irfan besler. Şahadet, şehidlik, vatan... bunlar hep İslâmî değerlerdir. Bu değerler geleneklerle millî şuurun nakışları olmuştur.
Allah'a imân, Sevgili Peygamberimize -aleyhisselam- kavuşma arzusu, ahiret fikri olmayanda ne şahadet kavramı ve ne de şehidlik coşkunluğu olur. Bunlardır ki birini şehîdliğe koşturmakta, arkada kalanları da şehîdlik şerefiyle teselli etmekte. Bundandır ki lalettayin bir kumaş parçası, şehîd kanının rengini aldığında kudsiyet kazanmakta.
Modern zamanların nesillerden çok şeyler alıp götürdüğü gerçektir. Müzikten tabela ismine, eğlenceye, spora, hatta beslenmeye, giyim-kuşama kadar çok alanda yabancılaşma çığlar gibi üstümüze gelmekte. Bu bir ağır yüktür. Diğeri daha ağır yükse nesillerin çalınmasıdır. Devir devir türlü isimlerle bu milletin evlâtları çalınagelmekte.
Diyanet İşleri Başkanımız Mehmet Görmez Hoca, Din Şûrâsı'nda Kazakistan'ın bir önceki Diyanet Başkanının FETÖ örgütü hakkındaki tesbitlerini nakletti. Şöylece izah etmiş:
-Nesillerdeki milliyet, vatan ve aile bağını öldürdüler.
Bu çok doğru bir tesbittir. Onların bir çoğu için Türkiye vatan değildir. Onlar, dünya vatandaşlarıdır. Ailelerinin, anne-baba-kardeş ve diğerlerinin de kıymeti kendilerinden olmakla mümkündür. Bu bir vahim gerçektir. Ne var ki evlâtlarını çaldıran bir eğitim sistemi de  kabahatlidir. Eğer bir eğitim yapısı, ailelerin kendisine teslim ettiği nesilleri bir dönem yabancı ideolojilere, bir dönem bölücülere, bir dönem FETÖ'ye ardından DAEŞ'e çaldırıyorsa bu eğitim yapılanmasının kendini tepeden tırnağa sorgulaması şart olur.
Demek oluyor ki ismi "millî" diye başlasa da bu maarif sistemi, bu ülke gençlerine millî şuur verememektedir. 26 Ağustosları, 30 Ağustosları kazandıran  mânevî damarlar koparılır ve millî şuur, kelimesine, kelimelerine dek  terk edilirse o zaman gün gelir netice hüsran olur.
FETÖ, DAEŞ, KCK örgütleriyle kararlı bir şekilde mücadele edilmekte. Ancak sadece askerî, polisiye ve teknolojik mücadele yetmez. Millî şuurun her zaman ve zeminde 15 Temmuz'daki gibi dipdiri olması şarttır.
Kendimizde ve geçmişimizde derinleşerek geleceğe hazırlanmalıyız. Ağustos ayının bu milleti sevmesindeki hikmeti iyi kavramalı. Bu fark edilirse millî şuurun ne demek olduğu da daha bir keşfedilir.
Şu tarihler, bizlere bir şeyler söylüyor olmalı:
26 Ağustos 1071 Malazgirt Meydan Muharebesi, 24 Ağustos 1516 Mercidabık Meydan Muharebesi, 29 Ağustos 1526 Mohaç Meydan Muharebesi, 30 Ağustos 1922 Dumlupınar Meydan Muharebesi...
Bu savaşların kahramanlarında Allah aşkı, Şanlı Peygamber sevdası, vatan muhabbeti, bayrak bağlılığı olmasa, ruhları ve kalbleri bu şuurla beslenmeseydi 15 Temmuz Şehîdler Köprüsü Meydan Muharebesi kazanılamazdı.
15 Temmuz, Haçova Meydan Muharebesi'nin bir benzeridir.
26 Ekim 1596'da Nemçelü'ye/Avusturya'ya karşı verilen Haçova Meydan Muharebesi Hoca Saadeddin Efendi'nin telkinleri ve elindeki kepçeleri silah olarak kullanan aşçıların, hizmetlilerin gayretleriyle, 15 Temmuz 2016'da Haçlılara karşı verilen meydan muharebesi de vatandaşlarımızın millî şuuruyla kazanılmıştır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.