BİR GARİP AMERİKAN KANUNU

A -
A +
Vazifesinin bitmesine bir ay gibi bir müddet kalmışken Kongre, Barack Hüseyn Obama'yı zora sokacak bir tasarrufa imza attı. Öyle ki Beyazsaray sözcüsü bu işleme "Kongre'nin 1983'ten beri işlediği en büyük ayıp!" diyerek kızgınlığını dile getirdi. Hâdise şu: Geçen hafta "Kongre" denen Amerikan meclisinden "Terörizme Destek Verenlere Karşı Adalet" ismiyle bir kanun geçti. Amerika'da bir kısım 11 Eylül mağdurları, neyin tesiriyle olduysa 15 yıl sonra bir şeyler düşünmeye başlamışlardı. Buna göre Suudi Arabistan, 11 Eylül kundaklama eyleminin faili el Kaide'ye destek vermişti. Öyle ise teröre destek veren bu devletin, mağdur akrabalarına tazminat ödemesi gerekirdi. İddia meclise taşındı ve teklif, kanunlaştı. Ancak; Başkan, kanunu veto etti. Böyle bir kanunun kesinleşmesi  ABD-Suudi münasebetlerini gerecekti. Arabistan, Amerika'nın bölgede en uzun süreli müttefikiydi. Kanuna muhalefet eden sadece Başkan Obama olmadı. Genelkurmay Başkanı, CIA Başkanı ve dünya markası Amerikan şirketleri de aleyhte tavır koydular. Fakat kanun, vaki vetoya, Başkanın gayretlerine ve bunca muhalefete rağmen, hem Temsilciler Meclisi ve hem de Senato'dan geçerek resmîleşti. Başkanın vetosuna itibar edilmemişti. Yeniden görüşülen kanun, temsilciler meclisinde 78'ye karşı 348, Senato'da 1'e karşı 97 oyla kabul edildi. Başkanın ikinci kere veto hakkı olmadığı için dâvâlar da açılmaya başlandı. Mes'ele gündeme gelince Suudiler, "Amerika'daki 750 milyar dolarlık varlığımızı satarız!" tehdidinde bulunmuşlardı. Ancak bu gözdağı, kanunu engelleyemedi.  Bu olay da göstermekte ki Amerika'da çok başlılık var. Şu soru akla gelmektedir: Böyle bir kanunla esas itibariyle gelecek Başkanın, muhtemelen Hillary Clinton'ın eline yakıcı bir kestane bırakılmakta.  Amerikan iç siyasetinde herhâlde hem Derin Devlet, keyfince at oynatmakta ve hem de bir yerler üzerinden bir yerlere karşı konulmakta. Dikkat edilmeli ki çıkan kanun, Suudilerle sınırlı değil. İlerde teröre destek verdiğini farz edecekleri her devlete karşı bu mekanizmayı çalıştırabilirler. Bu tavır, Türkiye'ye karşı yürütülen soykırım iddiasına benzemekte.  Öteden beri yapılmak istenen, böyle bir mahkûmiyetle Türkiye devletine karşı tazminat dâvâları yolunu açmaktır. 15 yıl sonra âniden Suudilere karşı başlatılan bu kanun arka planlı atağa karşı İslâm âlemi, Mısır'da seçilmiş cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'ye darbe yapılıp hapse atılmasında olduğu gibi yine sessiz kaldı. Sadece Türkiye, bu kanunun kabul edilemeyeceğini beyan etti. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan,  İİT/İslâm İşbirliği Teşkilatını harekete geçireceğimizi haber verdi. Böyle bir teşebbüs, İİT için kendini isbat bakımından da fırsat olur. 57 üyesi olan İİT var mı-yok mu? Belli değil. Bu garip kanun, ayrıca Suudilerle diğer zengin Arap memleketleri için ders de olmalıdır. Dış varlıklarını sürekli batıya aktarmaktalar. Oralardaki paralarının binde biri Türkiye'ye gelmiyor. İnşallah, bu musibet, başta Suudiler olmak üzere İslâm âlemi için bin nasihat gücünde olur da Türkiye'nin tarihten gelen mükellefiyet ve himaye edici varlığını görür ve gereğini yaparlar.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.