BÖLGEYİ OKUMAK

A -
A +
Bir kısım aydınlar, anlamakta zorlansalar da Türkiye, yakın tarihiyle yüzleşiyor. Şartlar, Türkiye'yi mazisiyle buluşturuyor. Misak-ı Millî gündeme geliyor. Çok kimse "o da ne?" dese de sorgulanıyor. Ne zaman, nerede başladığı, neyin hedef alındığı ve nasıl sonuçlandığı konuşuluyor. Misaka dahil vilâyetlerimizden Musul kavranmaya çalışılıyor. Buranın hangi mecburiyetler altında 1926 Ankara Andlaşmasıyla Irak'a bırakıldığı ve hangi hâllerde Türkiye'ye döneceği dile getiriliyor. Halep ve Kerkük, Musul'a eşlik ediyor.
Son yüzyılda aslolan I. Dünya Harbi'dir. Sebebi, petroldür. Muhteris Büyük Britanya İmparatorluğu, kendinden başka imparatorluk bırakmamak için bu harbi kullanmıştır. Harp bittiğinde Çarlık İmparatorluğu, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, Osmanlı İmparatorluğu artık sahnede değildir. İngiliz İmparatorluğu rakipsiz kalmıştır. Japon İmparatorluğu çok uzaktadır. O'nu da II. Dünya Harbi sarsacak fakat silemeyecektir.
II. Dünya Harbi arızi bir harptir. Mason zekâsının tezgâhladığı Fransız İhtilalinin beslediği milliyetçilik, Almanya, İtalya, İspanya ve Portekiz’de faşizme dönüşecektir. Bu faşizmin her ülkedeki adı farklıdır. Nasyonal sosyalist Adolf Hitler'in Almanya'yı kara devleti olmaktan çıkartmaya dönük emperyalist politikası, II. Dünya Harbi'ne yol açtı. Bu harbin en büyük neticesi, batıdaki süper güç değişimidir. İngiliz İmparatorluğu, 4 Temmuz 1776'da kendisinden kopan ABD'ye süper güç olma imkânını kaptırmıştır.
II. Dünya Harbi olmasaydı bugünkü petrol kavgaları, 20. asrın sonları, 21. asrın başlarında değil de 20. asrın ortalarında yaşanabilirdi. I. Dünya Harbi'nde haritalar değişmiş ama galip devletler de yorulmuştu.
1989'da SSCB'nin apansız yıkılması hesapları alt-üst etti. Washington, o güne kadar düşünüp de dile getiremediği kendi elinden çıkma Ortadoğu haritasını hayata geçirme arzusunu tatbik fırsatını yakaladı. I. Irak işgali Sovyetlerin çökmesinden sadece bir sene sonradır.
SSCB yıkılmasaydı Irak işgali çok zordu. Irak-İran savaşında ABD'nin Saddam Irak'ının arkasında olduğu unutulamaz. Irak işgali, dünyanın tek kutuplu kaldığı dönemin eseridir. Zahiri sebebi de Bağdat'ın güya nükleer güce sahip olmasıdır.
1990 başlarını hatırlayalım. Sovyetler dağılmıştır. Rusya, bocalamaktadır. NATO'nun varlığı tartışılmaktadır. Komünizmin yerine "yeşil tehlike" diye azîz İslâm dini konmak istenmektedir. Türkiye iç kargaşa içindedir. Amerika, hak ettiğinden fazla şöhret sahibidir.
Böyle bir yakın geçmişten şimdilere gelindi. Bugün ABD savrulsa da süper güçtür. Fakat Amerika'nın iki Irak işgali ve Arap Baharı'ndaki beceriksizlikleriyle Rusya da yeniden süper güç konumundadır. Rusya, Suriye'de söz sahibidir, Akdeniz'de gemi dolaştırmaktadır. Türkiye, Osmanlı birikimi üzerinden yükselerek çağı yakalamaya başlamıştır, yerli ve millî insanlar, oyunları bozmakta, üstüne salınan darbeleri püskürtmektedir.
Bugün bu bölgedeki aktörler şu devletlerdir:
Türkiye, ABD, Rusya, İran.
Üzerinde konuşulan devletler ise Suriye ve Irak'tır. Bu ikisi, bugün şeklen devlettir. Dün de devlet değillerdi. Dağılmama ihtimali çok uzak. Arada bir de "Kuzey Irak" diye otonom idare vardır. Ayrıca "çok uluslu terör şirketleri" durumundaki terör örgütleri. PKK, soğuk savaş döneminin komünist örgütüdür. Daha sonra türevleri çıkmıştır. DAEŞ, batının bölgeye oturttuğu bir taşeron örgüttür. DAEŞ'i önce Irak ve Suriye'ye yerleştirmiş sonra da onu temizlemek için senaryo yazmaya başlamıştır. Şu gün o senaryonun çekimi yapılmaktadır. Bir de Haşdi Şabi milisleri var. Bu da bir bakıma İran'ın Irak'taki Hizbullahıdır.
Bütün bu mücadelenin sebebi, önce petrol ve sonra da doğal gazdır. Bu servetin merkezi de Misâk-ı Millî üzerinden talep hakkımız olan Musul'dur. ABD ve muavini devletler, Suriye'nin kuzeyinde, Türkiye'nin güneyinde; İran'dan İskenderun'a kadar bir Kürt devletciği kurmak için PKK ile çok can-ciğer oldular. FETÖ darbe ve işgal teşebbüsü de bu projenin bir parçasıdır. "Fırat Kalkanı"yla bu plan çöktü. Şimdi ÖSO, Suriye'nin güneyinde alan kazanıyor. Yarın şartların sevkiyle Musul-Kerkük hattında da bu yapılacak.
Şu satırları okuyup da Hatay'ı düşünmemek olmaz. Eğer; dış destekli, CIA güdümlü FETÖ darbe teşebbüsü muvaffak olsaydı çizilecek yeni haritada Hatay, Suriye'ye verilir ve sonra da bugünkü Suriye ortadan kalkardı. O zaman nakledilen gaz ve petrol daha masrafsız ve kolay şekilde Akdeniz'e ulaşırdı.
Öyle ise şunu neden demiyelim?
Kuzey Irak Kürt İdaresi, Bağdat yerine Ankara'ya tâbi olsa bölge daha huzurlu olmaz mı? Haşdi Şabi yarın Kürtlere rahat verir mi? Fakat huzur kimin umurunda? Onlar için yeraltı servetleri olmazsa olmaz hedeftir.
Evet, II. Dünya Harbi'nin ara verdiği I. Dünya Harbi, bugün bu şekilde yeniden sahnededir. Siz ona "III. Dünya Harbi" de diyebilirsiniz.a
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.