9 KASIM 1976-9 KASIM 2016

A -
A +

Bu sütunda ilk yazımız, 9 Kasım 1976'da intişar etti. İlk sütunumuzun ismi "Pırıltı" idi. Sonra "Tahlil" dedik, ardından "Entellektüel Boyut", bugünse bu kelimeyi namus belleyerek "İmza" diyoruz.
1968'de Adana Erkek Lisesi II. Sınıfında edebiyat bölümü okurken "Hukuk tahsil edecek, fakat yazar olacağım" diye kararımı vermiştim...
Ama; yazar nasıl olunur bilmiyordum. O senelerde Bâb-ı âlide Sabah isminde bir gazete neşriyat hayatına atılmıştı. 1968'de bu gazetenin Kültür ve Sanat sayfasında bir hikâyem çıktı. Hikâyemi gazetede görünce amcam Ali Geçgin'e heyecanla okuduğumu bugün gibi hatırlıyorum.
Bundan bir kaç gün sonra Adana'da İstiklal Mahallesindeki evimize bir posta geldi. Paketten iki kitap çıkmıştı. Birinin adı "İmân ve İslâm" diğerinin adı "Ehl-i Sünnet Yolu" idi. Kitapları Galip Çevik diye bir ağabey yollamıştı. Hikâye metninden adresimi almış.
Bu gazete, Sultanahmed'deki Adliye binasının sokağındaydı. Aradan bir sene gibi bir vakit geçmişti. Biz de artık İstanbul'daydık. Bir gün elimde bir yazıyla Bab-ı âlide Sabah gazetesine gittim. Koridorda yazıişleri müdürü Ali Tâbân ağabeyle karşılaştık. Ayaküstü olduğumuz hâlde yazıyı kendisine uzattım. Bir kaç satır okuduktan sonra "tamam dedi, sen yazar olabilirsin".  Başından savdığını düşünmüş olmalıyım ki tedirginliğimi dile getirdim:
-Ama; dedim, tamamını okumadınız?
-Şart değil; sen yazar olabilirsin!..
İstanbul Hukuk Fakültesini bitirdikten sonra askere gitmiştim. Sarıkamış 9. Tümen 9. Topçu Alayı Uçaksavar Bölüğünden teğmen olarak terhis oldum. Sonra yazı hayatım başladı. İlk makalemin başlığı "Tiranların Ölümü" idi. Bu yazıyı geçen senelerde bugün bu sütunda tekrar yayınlamıştık. O yazımı altı saatte yazabildim. Eski kalem tecrübelerinden sonra ilk yazıydı. İlk aşk, ilk göz ağrısı. Bitirdikten sonra 8 Kasım günü Cağaloğlu, Çatalçeşme Sokak No 17'de olan Türkiye gazetesine gittim. Enver Ören ağabey, yazıyı okudu ve tek kelime söyledi "olmuş".
Böyle anlar ne kadar hassastır. Olumsuz bir cümle duymuş olsaydım belki de bir daha elime kalem almazdım.
O gün sütunumuz ve başlık klişesiyle Mahmut Genç ağabey meşgul oldu...
Aradan seneler geçti. Kalemimiz, kelamımız, fikrimiz ve kitaplarımızla Allahın verdiğini Allah'ın kullarıyla paylaşmaya çalışıyorduk. Bir gün Enver Ören ağabeyin Yalova'daki konağındaydık. 10-15 misafirden biriydim. Mevzu hiç de o tarafta değildi. Enver ağabey, birden "Hocamız, yazılarını beğenirdi" dedi. 
Şu var ki her kabiliyet, bir emanet. Beyinde bir incecik damar zedelense insan ne konuşabilir, ne yazabilir. Şurada naklettiklerimizi daha sonra yeri gelince ismi geçenlerin kendileriyle de paylaşmıştık. Dahası da varmış. Biz gazetede yazmadan  evvel, hukukta talebeyken de şurası şöyle, burası böyle olsun kabilinden Türkiye gazetesine mektuplar yollarmışız. Bunu on sene kadar evvel bir karşılaşmamızda Enver Ören ağabey "Horhor'dan gazeteye yolladığın mektupları hatırlıyor musun?" dedi. Hakikaten unutmuştum...
Bugün de bir 9 Kasım günündeyiz, 9 Kasım 2016'dayız.
Aradan 40 sene geçmiş.
Her yazımızda yine ilk günkü heyecandayız.
İsmini zikrettiğim değerli insanlar, bugün hayatta değiller.
Hepsinin mekânı cennet olsun.
Bu kalem mahsulleriyle kelâm mahsulleri, gün yüzüne çıkarken yıllar yılıdır çok büyük fedakârlıklara katlanan eşim ve evlatlarımdan Allah râzı olsun. Üzerimde hakkı olan herkesten Allah râzı olsun...
Hiç bir gün inanmadığımızı konuşmadık ve yazmadık. Hep samimi düşüncemizi dile getirdik. Bu zaman zarfında üzüp-incittiklerimiz varsa  onlardan da helallik dileriz.
Bugün yazar, iş adamı, devlet adamı çok kimse "seni okuyarak yetiştim" diyor. Kadirşinaslıklarına teşekkür ederim. Bütün okuyucu, seyirci ve sevenlerime teşekkür ve dua ederim.
Şüphesiz ki her nimetin sahibi Allahü teâlâdır. "Sevgili Peygamberim-Siyeri Nebi" isminde yazılarımın tâc eserini yazma imkânını bize bahşeden Allahü teâlâya hamd-ü senâlar ve Peygamberler Peygamberine salatü selâm olsun.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.